GÖZ YUMDUKLARIN
Avcı lokallerinde genelde palavra atmak serbesttir. İtiraz yasaktır. Herkes palavra atmayı beceremez. Adı üstünde adı palavra; mayası yalan abartı, inandırma, ikna etmeye dayanır. İnsan olarak biraz palavraları severiz, yanlışlığını, palavra olduğunu bile bile dinleriz.
Yaremiz ağzıyla; oluvasın, nolcek yalansa yalan. Bağdan üzüm yiyiorsan asamaya dolan, bağı dolan, sende söyle bir yalan, yalan dolan kurtar paçayı. İtirazı bırak, sende kur bir yalan palavra.
Öyle yalanlar vardır ki, aşağı mahallede sen söyler, yukarı mahallede kendin inanırsın. Durum böyle olunca kime itiraz edeceksin yalan sahibi kendin olunca, yalanı çuvala
sığdıramazsın.
Yalan söylerken yüzleri kızarmayanlar meydanları doldurunca, insan sapıtıp kalıyor. Yalanın bin bir türlüsünü avaz avaz söylenirken kulaklarınız patlayacak olur. Yalan olduğuğunu biliriz de; bile bile göz yumarız. Benden olmasın diyerek. Toplum sindirilmiş, korkutulmuş, uyuşturulmuş olunca itiraz etme gücün olmaz.Yalanı kime diyesin ki? Suçlu kendin olursun. Boş ve diyerek göz yumup geçeriz.Bir palavrayı yerel ağızdan aktaralım.
“TARİHİN BİRİNDE SINDIRGIYA GİTTİM , TABİ U ZAMANLAR ARABAMI VAA TEK TÜK SENE 1974 -75 76 SENELERİ OMASI LAZIM..
BENDE U ZAMANLA KIRMIZI TÜYLÜ , BAKIMLI ŞILAK Bİ BEYGİR VADI.. SINDIRGIDA İŞLERİMİ HALLETTİM , PİNDİM BEYGİRE KÖYE GELİORUM,
NARANIN URLARA GELDİM ,
HACI MURAT Bİ TAKSİ BENİ GEÇEM DİYE UĞRAŞIYOR, BEN BUNA TABİ TAV OLDUM ,
SENMİSİN BENE DÜDÜK ÇALAN DİDİM, BEYGİRİN KIÇICA AYAKLARIMIN TOPUKLARINLA Bİ PATLATTIM, İNANIRMIN DAYICEM BEN ÖNDE HACI MURAT ARKADA ,NARADAN OSMANLAR ALTINA GIDA YARIŞTIK HACI MURAT BENİ GEÇEMEDİ ,
TABİ YA HACI MURAT BENİ GEÇEBİLİRMİ , ZATI BEM BEYGİR BAKIMLI OLDE SIRA ZATI BEYGİRİ BEN ZOR GAVZIOM , KOŞTUKÇA KOŞCE GELİOR, HACI MURAT OSMANLARA DÖNDÜ
, BNDE BEYGİRİ DURDURDUM, URDAKİ OSMANLAR KÖPRÜSÜN YANDEKİ ÇAYA SOKTUM BEYGİRİ, İNANIRMIN DAYICEM BEYGİR SUYA GİREGİRMEZ CIZZZ DİYE Bİ SES ZATI U BAYIR BİRDEN DUMAN OLDU,
BEYGİRİN NALLARI AZ GALSIN ALEV ALCEMİŞ .. SONA SEMERDEN BEYGİRİN TORBASINI ÇIKADIM AL DİDİM BEYGİRİN BOYNUNA DAKTIM SEN BUNU HAKKETTİN DİDİM
SONA OTURDUM KENDİM Bİ CİGARA SARDIM.. ANLEBİLCEN DAYICEM U ZAMANLA BAŞIMDAN BÖLE Bİ OLAY GEÇTİ..
BEN BİTA U BEYGİR GİBİ BEYGİR BULAMADIM.. “Bu bir alıntıdır.Aslına dokunulmadı.
Bu yazı yöresel ağızla aktarılmış, bir abartı örneği olarak aktarıldı. Yazanın duygu ve düşüncelerini beni düzeltme gücüm ve olanağım yok. Toplum içinde bunu anlatırken sözünü kesemezsiniz. Hatibe saygısızlıktan oracıkta bedelini bir şekilde ödersiniz.
Bay * İ DURAK İ *, “YARIN SANA GÖZ AÇTIRMAYACAK OLANLAR; BU GÜN SENİN GÖZ YUMDUKLARINDIR.” Bu özlü sözü aklının bir köşesine yaz.
AH İLE VAH İLE
Ömür dediğin nedir ki? Ah ile vah ile geçen zamanının toplamı olarak algılamak ve tanımlamak yerinde olur. Görmediğimiz dünyalardan, gördüğümüz dünyaya gözümüz açtığımızdan bu günlere yolculuk yaptığımızın farkında olduğumuzda, ömrümüzün yarısını tüketmiş oluruz.
Farkına varmadan akan zaman içinden yol alırken; ne , sevginin, ne saygının, ne varlığın, ne darlığın,ne çocukluğun, ne gençliğimizin, ergenliğimizin, anlam ve önemini anlamadan yolun sonuna yaklaştığımızın farkına varamıyoruz.
İş,aş,eş,dost, yoldaş ararken akan zamanda; bıyıklarımızın terlediğini, saçlarınızın ağardığını, dizlerinizin bağının çözüldüğünü anladığınız da;” Köprü çoktan çayın öte yakasında kalmış olur.
Çocukta şarkılar bestelediğimiz, kutsadığımız, kutladığımız günlerin peş peşe takıldığını görür, yaşarsınız.
Doğum, evlenme, ölüm…, belirli gün ve haftaların, milli ve dini bayramlarının, mevsim değişimlerinin farkına varmaya başlarsınız. Annem ve baba için benim doğumum, büyüyüp iş güç sahibi olmam, evlenmem, çoluk çocuğa karışmam, ebeveyinlerimce ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu anladığımda yeniden ayılmış olursunuz.
Islık çalarak, kendinizce nağmeler seslendirir, sevinç ve üzüntüleriniz sizin kaderiniz olur. Geleceğe has seçimleriniz mutlu ve mutsuz günlerinizin mayası olur. Tuttuğunuz mayanın; hastalıkta-sağlıkta, yoksullukta – varlıkta, her türlü maşegatta sizin yaşamınıza bir yeni anlamlar yüklüyorsa; o mayanın anlam ve önemi çok büyüktür. Tuttuğunuz maya hiçbir işinize yaramadığında; YENİ MAYA, YENİ SENE, YENİ GÜN, YENİ AN, YENİ… ESKİ OLMUŞ ne fark eder ki?
Bu anlamda yeni yılların, yeni günlerin SİZE; yeni sevgilerin, yeni muhabbetlerin, YENİ DOSTLUKLARIN, SENVİNÇLERİN kaynağı ve mayası olması anlamında; değerli ve anlamlıdır.
Yeni yıla yeni umutlarla başlamak, insanımızın en temel hakkıdır. Kendi geleceğini kendi kurması bakımından, çok değerlidir. Bu değerli zaman dilimlerinin insana yararlı olması için;
Bir insanın kendine ve çevresine karşı: İLİGİ, İSTEK, İRADE, SA’Y(emek, uğraş, didinme), İFFET(ar, namus), SADAKAT(içten, gönülden, özden bağlılık) olmalıdır. Bu erdemli davranışlar yoksa ; insan boş hayallerinin kurbanı olur.
Yaşadığınız her anı; AH İLE; VAH İLE helak etmeyiniz ki ; *İ DURAK İ*nin sizinle gönlü hoş olsun.
“Eski yıl sona erdi. /Yep yeni bir yıl geldi./Sevinin küçükler, /Övünün büyükler…”Muammer SUN.
Yeni yılınız kutlu olsun.
TÖMBEKİ SARGISI
Yazı başlığım size yabancı gelmiş olabilir. Tömbeki bir tütün çeşidi.
Sadece yurdumuzun HATAY yöresinde yetişir. Eskiden Tekel Adana tesislerinde işlenirdi. Yurdumuzda pazarlanırdı. Özelleştirmeler sonrası tömbeki tütünü işleme tesisleri İzmir Menemen de özel bir şirketin elinde.
Adını andığımız tömbeki, NARGİLE içicileri tüketir. Şimdilerde aromatik nargile çeşitleri çoğalınca, klasik nargile tütünü tömbekiye ilgi azaldı. Tekel’in ürettiği nargile tütünü yerine üreticiden doğrudan alınarak çuvallara girdi. Oldu “ÇUVAL” TÖMBEKİ.
Suriyeye sınır ilimiz HATAY olunca, aklıma yılar önce okuduğum bir kitap adı takıldı. “AMERİKAN SARGISI”(Fakir Baykurt)’ esinlendim.
Şimdi gelelim özün özüne.
Bağımsız ve özgür olmanın bir bedeli vardır. Vatan, millet, insan, para, kendini sevmek. Sevmezsen ne olur? Olacakları yazalım.
“İşini sevmezsen ülser, eşini sevmezsen kanser olursunuz.” Diyor erenler, bilenler, çekenler… Bu günlere de ekranlarda Sağlık Bakanlığı spotu. Sigarayı bırakma servis numaralarını veriyor. Ama tütün mamülleri pazarlama piyasası kimlerin elinde?
Şimdi gelelim sözün özüne;
ABD'nin gizli kararı TBMM gündeminde!
Arslan Bulut 27.09.2012 / Yeniçağ
, “… Amerikanın Birleşik Devletleri oluyorsa Türkiye Birleşik Devletleri de olur. Avrupa Birliği devleti oluyorsa Türkiye Birliği devleti de olur. Bal gibi olur. Federal Almanya oluyorsa, Federal Türkiye de olur gibi görüşler ekseninde bir yazı yazdı. Sabah gazetesinden Mahmut Övür de bu görüşleri köşesine taşıdı. Övür, Aslında Aydının dile getirdiği bu tezler, içeride kapalı kapılar arkasında, kulislerde açık açık konuşuluyor….
, ABD Kongresinin 31 Ocak 1896 tarihinde aldığı gizli bir karardır. Gizli kararlar 100 yıl sonra açıklanmaktadır. Emekli amiral İlker Güven, bu kararı elde ederek Maya dergisinde yayınlamıştır…
…Türk kimliği yerine Türkiye kimliği ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı getirme çabalarının ve eyalet sistemi önermesinin, ayrıca PKK ile uzlaşmaya varılan Abdullah Öcalanın demokratik özerklik projesinin ardında işte bu 116 yıllık Amerikan projesine zemin oluşturma hazırlıkları vardır…“
TBMM gündemine yeniden getirileceği bildirilen Yerel Yönetimler Reformu paketi de Türkiye Birleşik Devletleri oluşturma girişimidir.
Yani Türkiyeyi, Amerikan Kongresinin gizli kararına göre etnik nitelikli eyaletlere ayırıp federasyona dönüştürmek, kısacası bölmek…”
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yaşananların asıl gerçeği budur *İ DURAK İ*. Anlamayanlar anlasın. Duymayanlar duysun.
Amerika Kongresinin 116 yıllık kararını araştırıp, bulup okusunlar. SEVR’i Ulusça yırtıp atmamızın, ahır suyunu, kinlerini taşıyanların öfkesi altında olduğumuzu unutmayalım.
SAYIN EFENDİLER TUTTURMUŞLAR
NARGİLEYİ TÜTTÜRMÜŞLER,
KEYİF GIRLA GİDİYOR.
BİRDE TÜRKÜ TUTTURMUŞLAR;
“NARGİLEMİN MARPUCU GÜMÜŞTENDİR GÜMÜŞTEN,
BEŞ YIL DEĞİL, ON BEŞYIL MAPUS YATSAM
BEN VAZGEÇMEM BU İŞTEN…”
Türküsünü neşeyle, koro olarak söylendiği ayan, beyan açıkta. Gören gözlere, duyan kulaklara söyleyen dillere gerek var.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home