Pazar, Ocak 27, 2013

ENGELLİ YOLLAR

        Yollar üzerine binlerce düşünce yazılmıştır. Benimde yollar hakkında çok bildiğim yok. İnsanın, her konudaki bilgisi sınırlıdır. Sınırsız bilgi sahibiyim diyen yalan söyler.

        Yollar kullanımına göre sınıflanırlar. Patika, keçi yolu, eşek yolu, dik yol, dar yol, kısa yol, tarla yolu, bağ, bostan yolu, değirmen yolu köy, kasaba yolu, karayolu, hava yolu, deniz yolu, demir yolu, stablize yollar, asfalt yollar, tek yönlü yollar,  gidiş gelişi olan iki şeritli yollar, gidiş ve geliş yönü ayrılmış(DOUBLE) yollar… İnsan eliyle, makinalarla açılmışlarına YOL, canlıların ayak izleriyle oluşan gidiş ve geliş yerine YOLAK adı verilir.

        Yol var, yolak var. Yolların kimi uzun, kimi, kısa. Kimi dik; iniş ve çıkışlıdır. Yola gidenin cebindeki rakamlara, geçtiği yollardaki aldığı desteğe göre yolların anlamı değişir. Bu yollardan kimileri; tabanvaylarla, tranvaylarla, treylerle, 4*4lerle, kimileri uçarak lale sümbül biçerek, kıtadan kıtaya geçer.

        Eski zamanlarda, tünel yollar yapılmış krallar güvenli ulaşım sağlasınlar, vatandaş mallarını kıtadan kıtaya ulaştırsınlar diyerek, ipek yolları baharat yolları açılmıştır. Şimdilerde ise, tüm savaşların anası enerji iletim yolları yapıldığına tanıklık ediyoruz.

        Sözün sonuna yaklaşırken, sözü bal eyleyelim.

        “Eski zamanlarda bir kral saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş. Kendisi, pencereye oturup seyretmeye başlamış. Ülkenin zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer, birer gelmiş, kayanın etrafını dolaşarak saraya girmişler.

        Sonunda bir köylü gelmiş. Sırtındaki küfeyi indirip, kayayı itmeye başlamış. Ter içinde kalmış kayayı yolun kenarına çekmiş. Tam küfesini sırtına almak üzereyken, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu görmüş.

        Açmış, kese altın dolu. Birde kralın notu var içinde.” BU ALTINLAR , KAYAYI YOLDAN ÇEKEN KİŞİYE AİTTİR.” Köylü bu gün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı dersi almış.

        “HER ENGEL, YAŞAM KOŞULLARINIZI İYİLEŞTİRECEK BİR FIRSATTIR.” (Basından)

        Hangi yolda yol alıyorsanız, her yolun engelleri farklıdır. Gittiğiniz yollardaki engellere hazır olmazsanız ve o engellere karşı koyma cesaret ve güvenini kendinizde görmezseniz hiçbir şey; başaramazsınız. Sizin önünüze konulan engelleri aşmanızda kullanacağınız araçlar ve alacağınız, siyasi ekonomik, kültürel, maddi manevi desteklerle hedefiniz yakınlaşır.

        Yolların eğrisi, doğrusu, kısası, uzunu emek ister, yürek ister, yol almak ve ilerlemek için. Sizlere akıl vermek, bilgi vermek benim haddim değil. Herkes kendi yolunu kendi seçer.

        Hak Dinlerin hepsi insana;“DOĞRU; DOS DOĞRU YOLDA” gitmelerini önermişlerdir. Sapıkların gittiği yollardan sakınmalarının kendi çıkarlarına olacağı açıklanmıştır, geçmişten örnekler verilerek.

        Şimdi geldiğimiz nokta; İNSANLIK YOLU. Siz bu yolun neresindesiniz? İnsan doğarken, insan doğar. Sonrası, bir gerçektir. Vahşice bir yaşam sizi bekler.

 Aile yaşamında, trafikte, eğitimde, sağlıkta, sokakta, yaşamın her alnındaki kötü yaşam koşulları insanı; iNSANLIK YOLUNDAN ALI KOYMAKTADIR. Hepinizin Yolu açık olsun.

       

 

 

FİKİR VE ZİKİR

Mustafa Kemal Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti; şıhlar, şeyhler, dervişler devleti olamaz…” düşüncesinin kökenini, derinliğine ulaşamayan sığ düşüncelerin, kula kulluk etmenin, insanın, insani düşüncelerinin üzerinden nemalanan ve insanların inançlarını, etnik yapılarını, renklerini , bölgesel farklılıklarını kullananlara meydan okuma anlamında dile getirmiştir.

İnsanlarımızın özgür iradelerine tahakküm etmek istememiştir.      Halkımızın; Tebaadan, ümmet toplumundan,aşiret ve tarikat  yapılanmaları yerine, “HALK EGEMENLİĞİNE DAYANAN”  yönetim biçiminin gelişip serpilmesini istemiştir.

Kutsal, Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasında büyük hizmetleri dokunan, din adamlarımızla, kutsal dinimizle hiçbir sorunu olmamıştır. Ulu toplumumuzun, üstün değer duygularını rehber edinerek; işgalci güçlere karşı, çağının diktatör toplum liderlerine( Musolini, Hitler, Stalin...) ilkeli bir duruş sergileyerek dünyadaki seçkin yerini almış, Bağımsızlık savaşı veren uluslara örnek olmuştur.

Bu  anlamda; “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi “olanlar, Çağdaşlık ateşinin ışığını ve ısısından yararlanamazlar. Özgürlük, bağımsızlık, eşitlik, adalet, anlayış, hoşgörü, katılma, katlanma, paylaşma,dayanışma, sevgi, saygı, din, ahlak, inanç, ibadet, ilgi, irade, sa’ygı, iffet, sadakat… duyguları körelmiştir. Bu duyguları besleyen fikir ve zikirde bulunan dervişilere toz kondurmak,insani ve ahlaki değildir.                                                       DERVİŞİ DÜŞÜNCELER ;

Emanete ihanet etmeyin..
              Halinizden şikayet etmeyin..
              Büyüğünüze emretmeyin..
              Boş şeylerde israr etmeyin..
             
Cahillerle sohbet etmeyin.

              Nefesinizi boşa tüketmeyin..
              İnsanları bekletmeyin. .
              Etrafınızı kirletmeyin.
              Hayatınızı mahvetmeyin. .
              Kimseye minnet etmeyin.
              İnsanları yüzüne karşı methetmeyin. .

              Kimseye küfretmeyin..
              Kötülüğe meyil etmeyin..
              Malınızı boşa sarf etmeyin..
              Sırrınızı açık etmeyin..
              Her şeyi merak etmeyin..
              Suçunuzu inkar etmeyin..”
             
Şerefinizi kaybetmeyin. Vatanınızi terk etmeyin... Ben böyle anlıyorum Ulu Önderimizi.

 

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home