Pazar, Ocak 27, 2013

AKARSULAR



        “HÜLASA”

Cahit Sıtkı Tarancı’ya

“Ben ölsem be anacığım

Nem var ki sana kalacak!

Ceketimi kasap alacak,

Pardösümü bakkal

Boruma mahsuben…

Ya aşklarım

Ya şiirlerim ne olacak

Ya sen ele güne karşı

Nasıl bakacaksın insan yüzüne

Hülasa anacığım

Ne ambarda darım

 Ne evde karım var

 Çıplak doğurdun beni

Çıplak öleceğim…” Rüştü ONUR(1920_1942)

                      ***

      “Hisli söyleyişler” insanı yüreğini burkar. Cumhuriyet Döneminin genç şairi 22 yaşında yaşama veda eder. 1993 Yılında DEVREK’te Cumhuriyet alanına büstü dikilir.

      Konumuzla ne ilgisi var diyerek düşüne bilirsiniz. Cumhuriyet Döneminin mimarları hep birlikte hep bir ağızdan söylerlerdi  dönemin “GENÇLİK MARŞI”nı.

      “Dağ başını duman almış/ Gümüşdere durmaz akar”… nidalarıyla, başlar dik, göğüsler gergin, tunç gibi bilekler” HEP BİRLİKTE” çarpan yürekler bu yüce ULUS için çarpardı.

      İzmir’in dağlarında açan çiçekler, burcu, burcu kokularıyla onları beklerdi geceleri. Ve hayaller gerçek oldu. Kocatepe’den Afyon Ovası’ndan Akdeniz’e yel gibi uçtular, sel gibi aktılar da;

      Çıplak doğan bedenler çıplak öldüler, bu vatan için. Şimdi onların torunları dağlarda tek, tek pusulara düşürülerek kahpe kurşunlara hedef olurken;” Ambarda darılarını, evde karılarını “ düşünmeden şehadet mertebesine ulaştılar. Bu his ve acılarını bağırlarında taşıyanları çok iyi anlamak gerekir.

      “Ateş düştüğü yeri yakar.” Sadece, düştüğü yeri yaksa; söndürmesi kolay. Ancak; dağlar, ovalar yangın yerine dönerse, işimiz o zaman çok

 zor. Türkiye’mizin iç ve dış düşmanlarının bayram ettiği gün o gündür.

      “KUL SIKIŞMAYINCA HIZIR YETİŞMEZ” diye bir söylem vardır, ne kadar doğrudur bunu da bilmem. Bildiğim bir gerçek vardır; Yurdumuzdaki İŞGALLER karşında, Balıkesir’imizin orta yerinde; ALACA MESCİT’in kapısı önünde ki 15 mayıs 1919’da, 41 altın adamın altına imza attığı sözdür.

      “VATAN İÇİN SAVAŞMAK İBADETTİR.”

      ***

      HÜLASA;

      Bulut, bulutu besler. Bulutlar damlaları, damlalar gökyüzünün gözyaşı olup akar. Akan gözyaşları kaynakları, dereleri, çayları velhasıl tüm akarsuların gücünü oluşturur, denizlere ulaştırır.

      16 TÜRK DEVLETİ’nin kurcusu TÜRK MİLLETİ, tüm acılardan ve baskılardan kurtulmanın yolunu yordamını bilecek güç ve kudrettedir.

      Korkunun ve yılgınlığın alemi yok, gelecek nesillerin yüzüne nasıl bakacaksın ey! *İ DURAK İ*.

     

     

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home