Cuma, Ağustos 10, 2012

İNSANLAR VE BAŞAKLAR

         Düşün insanlarının, düşünceleri derinleştikçe onlara ulaşmak zorlaşır.  Zorlaşma kavramını bilgiye, beceriye, insana hizmet yolunda ki engelleri, anlayan ve çözümler üreten bir insanın devinimleri olara algılamalıyız. Zorlanmalarımız, yaşamın tuzu, biberi ve sosudur. Zorlanmadan yaşayanlar Miras yedilerdir. Onlar için en büyük zorlanma uykudan uyanmak, elini yüzünü yıkamak ve bugün nerde nasıl miras tüketeceğim kaygısındadırlar.

            Her siyasi iktidar kendi zenginini yaratır.

            Ortadoğu coğrafyasına bir bakınız. Kaç tane demokratik, laik bir ülke var? Bulamazsınız ki. Türkiye’mizin yakın ve uzak komşularına bakınız. Hepsinde Baskı rejimleri hüküm sürmektedir. Bu ülkeler, kanlar ve alevler içindeler.

            Dün kendilerinden insan hakları ödülü alan, iktidar sahipleri, bugün onlara haddini bildirmekten dem vuruyorlar. Onlar ne yapıyorlar? Kuzey Irak’ta yuvalanmış terör odaklarına kucak açarak,  Suriye topraklarında barınmaları için eğitim alanlarının tahsisi ettiğini öğreniyoruz.

            Bu gün dersim olayını ağzına dolayanlara hatırlatalım. Atatürk Devrimlerinin Anadolu’da kökleşip gelişmesine kimler karşıdırlar? İç ve dış SEVR’ciler. İstediklerine kavuşamayan SEVR hayranları, LOZAN BARIŞI’NI içlerine sindiremediler. İçlerindeki ahır sularını, Anadolu kırsalındaki ki aşiret, tarikat, şeyh, şıh, etnik yapı, bölgesel farklılıkları kullanarak, küçüklü büyüklü 32 isyan çıkarmışlardır.

            32 iki büyük ve küçük isyanın tetikçileri ve finansörleri kimlerdir? Kendilerine karşı Kurtuluş Savaşı verdiğimiz; İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ağa babaları ABD.

            Anadolu’muzun doğusundaki demografik yapılanmayı bilmeden atıp savuranlar havanda su dövmektedirler. DEVLET POLİTİKALARIYLA, SİYASİ PARTİ politikaları farklıdır. KURTULUŞ SAVAŞI SONRASI DEVLET POLİTİKASI;

            “YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ”TIR.

            TÜRKİYE CUMHURİYETİDEVLETİ, bu politik HEDEFE koşarken, engellere karşı tavizsiz davranmak durumumdadır. Kendi kaderini kendi belirleyen TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ elbette kendi yurt içi güvenlik ve asayiş önlemlerini kendi eliyle kurdurduğu siyasi iktidarlar gerçekleştirecektir.

            Bu gün iktidara sahip olanlar, Cumhuriyetin temel değerleri üzerinden, makam ve mevkilerine sahip olmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel kurumlarının içlerini boşaltıp, kendi sanal değerleriyle bu alanları doldurmaya çalışanları, YÜCE TÜRK ULUSU başı eğik(olgun) bir şekilde izleyip gözlemektedir.

            Halk; “HAVALANMA TELLİ TURNAM, SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR.” Diyerek yanıtlayıverir.

            SÖZÜN SONU:

 

İnsanlar başaklara benzerler,

içleri boşken başları havadadır,

içleri doldukça eğilirler.”

Montaigne

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home