HARMAN ZAMANI
Zaman zamana karşı durur. Atasözlerini beğensek te, beğenmesek te; Zamanının tanıklarıdırlar. Akdeniz Bölgesi’nin harman zamanı; Ege Bölgesine, Ege Bölgesinin harman zamanı, İç Anadolu, İç Anadolu¸Güneydoğu harman zamanı yılın farklı zamanlarını tanımlar.
Harman Zamanları; Öküzlerin peşinde, Harman yerinde dön dön dönelim sırt sırta verelim, bir birimizi dövelim. Düşüncesi akıllı insanların işi değil. Harman zamanında; harmanı kaldırmak gerekir. Samanı senin, seçi benim, harmanın tozu toprağı onun olmaz.
Harman zamanı; Öküzün harmandan yediği zarardan sayılmaz diyor erenlerimiz. İlk bakışta; çok güzel ve anlamlı. Tabiidir ki hayvancağız aç mı dursun? Ancak; döven sürmeyen oküzlerin harmana dadanması, ürüne zarar vermesine ne diyelim?
“Tarlada izi olmayanın, harmanda gözü olamaz.” Harman zamanının adaleti burada yatar. Eşitliğe zarar veren her davranış, insanların huzur ve barışını bozar.
Adama sorarlar mahkemede; Ne zaman doğmuşsun? Harman zamanı. Anam öyle söyledi. Bu yanıt muğlak bir ifade. Farklı yörelerin harman zamanı, farklı aylardadır. Mayıs, Haziran, temmuz, Ağustos, Eylül aylarında da harman kaldırılır. Bu işi bir netleştirelim.
Zaman; geçmişi, şimdiyi, geleceği, geniş zamanı tanımlar. Vakit hangi vakittir? Hangi vakitten söz ediyorsunuz? Geçmişini iyi değerlendirenler, şimdiki vakitte; bacak, bacak üstüne atar, bir cıgara yakar; üstüne birde köpüklü kahve höpürdetir. Sizde işin dedi kodusunu yaparsınız ıssız köşelerde.
Lafotaine’nin “Karıncası ve cırcır böceği” öyküsüyle geleceğe yatırım yapanlar; şapkalarını önüne koyarak nerelerde yanlışlar yapıyoruz diyerek yeniden durum değerlendirmeleri? Yeniden değerlendirme yapmanın yeri, zamanı, mekanı çok önemlidir. Herkes kafasının estiği gibi; masal, türkü, mani söyleyip, ıslık çalamaz.
Harman zamanı, harmanı kaldıran kaldırdı. Kaldıramayan; yağmur ve yağışlara bırakırsa; tarladaki demetler, harmandaki tınaz ıslanır, başaklar çürür. Güzel bir anonim dize; “Harman yeri yaş yeri,/ yavaş yürü hoş yürü…”
İnsanız doğadaki diğer canlıların yaşamlarını örnek alsak; bütün zaman dilimlerinde barış, esenlik ve sağlık içinde sağlıklı karar verebiliriz.
Karıncalar kadar çalışkan, kaplumbağalar kadar kararlı, kazlar kadar akıllı, keklilikler kadar hedefe uçan, Aslan kadar cesaretli, köpekler kadar kendimize sadık, uçmasını, sürünmesini, koşmasını, tırmanmasını bir bilsek; kartallar kadar keskin ve heybetli, filler kadar güçlü oluruz.
Aklımızı, çakallara, kargalara, kuzgunlara, andıklara kiraya verdiğimizde; vay başımızı gelenlere. Harman zamanı, harmana dadanan serçelere, leyleklere, kargalara hiç kimsenin söz söylemeye hakkı yok. Çünkü onlar birer MAHLÜKAT.
Ancak bizler; EŞREF_İ MAHLÜKAT( Yaratılmışların en üstünü). Bu durumda; tarlada izin, harmanda gözün olması için, tarladan izini, harmandan gözünü ayırma. İşin sonun da;”YANDIM ALLAH” diyerek sağa sola bağırma. Kendi yanlışlarına başkalarını ortak etmeyiniz.
Tüm bu tanımlamaların özü: “ZAMAN PARADIR.” 2500 YIL ÖNCESİ BÜYÜK DÜŞÜNÜR CİCERO BİZİ UYARIR.
“BİR İNSANIN ZAMANINI ÇALACAĞINA, PARASINI ÇAL.”
Bende sizlerin zamanından çaldığım için bağışlayınız. Düşüncelerimi sizinle paylaşmayayım da; taş ve tuğlalarla mı paylaşayım ?
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home