GÜPEGÜNDÜZ
Yazımızın başlığına konu resimli söz sahibini tanıyalım. Bu kişinin aslı Anadolu topraklarımızdandır. Anadolu coğrafyamızın kuzey ucu SİNOP’ludur.
Şimdi yaşamına göz atalım.
Bu Diyojeni, 1071 Malazgirt Savaşın da, Anadolu Selçuklu Ordusu Komutanı Alpaslan’nın esir aldığı, Bizans Komutanı Roman Diyogenes(Diyojen) ile karıştırmayalım. İki Diyojen’inde Yaşadıkları zaman dilimleri ve yerleri çok farklı.
“M.Ö. 411, 412 veya 413 yılında, Sinop'ta dünyaya geldiği bilinen tarihte Sinoplu Diogenes(Diyojen) diye ün yapan bu Kinik filozof, asıl mesleği kuyumculuk olan ve parayı çok sevdiği için kalp para basan bir kalpazanın oğludur. Babası kalp para bastığı için Sinop'tan sürülmüş, baba oğul Atina'ya gelip yerleşmişlerdir.”
Sizlerle paylaşmak istediğim görüşümü belirtmeliyim.
“GÜNDÜZ” sözünün anlamını sokaktaki çocuğa sorsak hemen bilir diyerek düşünürüz. Güneşin ışınlarıyla aydınlanmış yeryüzü. Yaşadığımız zaman dilimlerinden güneşi gördüğümüz zaman. Günümüzün aydınlık geçen zaman dilimi. Ayrıntılarla sizin aklınıza akıl katacak değilim. Bu sözcüğün başına getirilen “GÜPE” kavramı aklımı karıştırdı ve düşündüm. Gündüz kavramına daha güçlü bir anlam yüklemek için kullanılmış bir tamlamadır(Pekiştirme) diyerek algıladım. Doğru, yanlış orasını sizin takdirinize bırakıyorum.
Diyojen’in, gündüz elinde lambası olmasına ne anlam verirsiniz?
Sözün can alıcı noktası burasıdır. Yaşamın gerçeklerini anlamak ve görmek için bazen güneş ışığı bile yetmez. Tüm yalanlar, tüm vurgunlar, dolandırıcılık ve kalpazanlıklar insanların gözlerinin içine baka, baka yapılır da, işin gerçeğini sonradan anlarsınız. Ancak iş, işten geçmiş,” ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇMİŞ” olur.
Diyojen, kendi aile yaşamından örneklerle bu gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için elindeki feneri simgesel olarak alır, olup bitenlerden haberi olmayan insanların dikkatine sunar. Kendi düşüncesinin özüne gelince;
“Çok güzel konuşan, üstün zekası ile herkesi etkileyebilen bu ünlü Kinik filozof bütün gariplik ve anormal hal ve tavırlarına rağmen saygı görmüş, ölümünden sonra Onun adına Korintoslular bir sütun, Sinoplular da bir heykelini dikmişler, adını ve anısını yaşatmışlardır. Diyojen, MÖ. 324 yılında Korintkos'ta ölmüş. Diyojen'in Felsefesi(Kinizm):
Diyojen, İnsan için iki disiplin kabul ediyordu:
1- Ruh disiplini,
2- Beden disiplini.
Ona göre beden disiplini jimnastikle elde edilebilirdi. Ruh ise ancak erdem ile gelişebilirdi. Erdemin ne olduğunu araştırmış onun doğaya uygun yaşamak olduğunu bulmuştu. Yani bir insanin erdemli olabilmesi için doğaya uygun yaşaması gerekmekte idi. Bu ise olabildiğince arzu ve ihtiyaçları azaltmak” tır diyor. Kültür ve Bilim alıntısındır *İ DURAK İ*
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home