GÖNÜL ADAMI OLMAK
Gönül adamı olmanın tanımı var mıdır? Bilemiyorum. Gönül adamlarını nasıl tanırız? Bilmekte olanak dışıdır. Bilmediğimiz konuda ahkam kesmek havanda su dövmeye benzer. Geçmişte yaşamış gönül adamlarının özelliklerine bakarak, gönül adamlığının temel özelliklerini aklımızı kullanarak tanımlamak zor değil.
HAKK’I BİLEN İNSAN; kendinin evrende ki anlam ve önemini, önünü ardını, doğruyu yanlışı, ölçüyü, tartıyı tam yapar. Büyüğünü, küçüğünü, çıkarsız ve beklentisiz sever sayar, onlara karşı kusur işlemekten kendini alıkoyabilen kişi. Eline, beline, diline, aşına, işine, sadık olan olgun insan. Kamil insan olma yolunda bir arpa boyu yol almış insan olarak tanımlanır.
İNSANI, İNSAN BİLEN; İnsan, yeryüzünün en değerli, en üstün yaratılışta olan bir varlığıdır. İnsanın yaratılış özelliklerini tanıyıp, onu kusurlarıyla, sevap ve günahlarıyla kendi varlığını sürdürmesine hizmet etmeye yöneltme yoluna sevk edebilir yaratılış özelliklerini kendinde bulan, sabır, sebat, iman, inanç ve itikat sahibi olabilmiş, yetkinleşmiş örnek insan. İnsan olma yoluna girmiş, adam gibi adam insan gibi, insanlar…
DÜRÜSTLÜKTE ÖNCÜ İNSAN, vatanına, milletine hizmette kusur işlemeyen, kendisinin, ailesinin, ve içinde yaşadığı toplumun beden ve ruh sağlığını bozmayan davranışlar içinde, kendini insanlığın yararına suna bilen girişimci, katılımcı, eşit ve adaletli paylaşımcı ruhta yaratılmış insan.
“ALNINDA BİLGİLERDEN BİR ÇELENK” OLAN İNSAN. Yaşadığı toplumun insanına, küçüğünden, büyüğüne, kadınından erkeğine, hastasından sağlamına, yoksulundan varsılına, din, dil, ırk, felsefi görüş ve renk farkı gözetmeksizin hizmet etmeye and içmiş, kendini feda edercesine insani değerlerle yüklenmiş insanlar gönül adamı olma yolundadırlar.
GÖNÜL ADAMI OLMAK YETMEZ.
ÖNEMLİ OLAN “OKYANUS GÖNÜLLÜ OLMAK”
"Bir adam, kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır." diye başlıyor öykümüz...
Bir adam, kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu, o zamanlar aynı zamanda aşevi işlevi görmekte olan bir dergaha bağışlamak ister.
Adam Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergâhına gider. Durumu Hacı Bektaş-ı Veli'ye anlatır ve o 'helal değildir' diyerek bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise bu kurbanı kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş-ı Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu Hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam Üşenmez kalkar Hacı Bektaş Dergâhı'na gider ve ona, Mevlânâ'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş-ı Veli'ye sorar.
O da şöyle der: Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlânâ'nın gönlü OKYANUS gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin Hediyeni kabul etmiştir.” Bir gönül dostu iletisinden.
*İ DURAK İ*
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home