BİZDE GEZERDİK "
“ŞU ALEM DE
HAYKIRIP, NARA ATARDIK
BOŞ MEYDANLARA.
SİZDE GELECEKSİNİZ TIPIŞ TIPIŞ,
BİZİM SESSİZ DÜNYAMIZA.” Mezar Taşından”
“DİKKATLİ BAK!..
HAYAT, BAKTIĞINLA GÖRDÜĞÜNÜZ ARASINDA FARK OLABİLİR.”
Sekiz köşeden, sekiz pencereden yaşananlara bakıp, hayatın tadını çıkarabilmektir mutluluğun sırrı.
Erenlerin diliyle konuşup, onların kanatlarıyla uçup, onların anlayışıyla hallenip, yuvarlanıp akmaktır yaşam ırmağından. Denizlere ulaşmaktır kum tanesi gibi. Sıyrılmak gerekir, gamın kasvetin, tüm pisliklerin, vesvesenin, tüm şeytani davranışların tuzaklarından. Tüm kötü düşüncelerden arınmaktır insanca yaşamın erdemi.
Ancak; “cins, cinsine sürekli aşıktır.”
Halk,” sana verdiği saltanatı, borç gibi senden geri alır.” Diyor 700 yıllık derin düşünce.
Sanma ki yazılanlar, birilerine şefaat için yazılıyor. Böyle bir şefaatçilik, şefaat edene zulüm getirir. Çünkü bu dünyada kimse için şefaatçi olmaya değmez.
Avda, arpacıktan ötesini göremeyen, avdan eli boş döner. “Yaşam boyunca sonu gören daha mesuttur.”
Firavunu, inancına davet eden HZ. Musa, Firavun’a Cennet’i vaat eder. Cennete 8 kapıdan girilebileceğini söyler. 8’nci kapı sonsuza dek açık durduğunu, diğer 7 kapıdan sadece giriş olduğunu belirtir.
8.kapı tövbe kapısıdır. Diğer 7 kapıya gelince;
1.kapı: SAĞLIK,2.Kapı: Murat, 3.kapı: Saltanat,4.kapı: GENÇLİK,5.kapı; Doğruluk,6.kapı: Dürüstlük,7.kapı: SADAKAT kapısı olduğunu ve bu kapıların özelliklerini ayrı, ayrı tanıtır.
Firavun ve Musa arasındaki durumun ne olduğu konumuz dışı. Beni burada dikkat çekmeye çalıştığım ana konu bizler insan olarak, sunulan tüm insani değerleri elimizin tersiyle iterek; ar ve iffet çemberlerimizi dışında davranışlar sergilemenin yanılgılarını tanımlamaya çalışıyorum.
Kimin adına, neyin adına diyecek olursanız. Çağdaşlık, modernite, entellik, dantellik, moda, modellik, inancımız, geleneklerimiz, göreneklerimiz, yöremiz, beldemiz… adına gösterişçi, teşhirci davranışlarla kendimizi rezil ettiğimizin farkında değiliz. Bencilliğn batağında debeleniyoruz. Bilinçsiz, akılsız davranışlarımızla kendi, kendimizi rezil ediyoruz.
Benim başımda ki sekiz köşe şapkanın, köşelerinden öte düşünmek gerekir. Her köşe, insanlığımızın temeline giden yaşam sütunlarıdır. Terörü lanetleyemiyorsan, kenarda köşede fısıltıyla konuşuyorsan, sesini uzaklara iletemiyorsan, sağlığından, dünya nimetlerinden insanca yararlanmanın saltanatını yaşayamıyorsan, gençliğinin, güzelliğinin kadrini kıymetini bilmiyorsan, kendine doğru dürüst davranmıyorsan… Yüz binlerce kez tövbe-i istiğfar etsen ne yazar. Kendine, vatana millete yararlı vatandaş olmadıktan sonra.
Sözün güzelliği, sözün güzel yazıyla yazılışında değildir. Asıl gerçek görüntüde değil. Özdedir. Sözün özünü kavrayabiliyor musunuz? *İ DURAK İ*, ona bakar.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home