Perşembe, Ağustos 09, 2012

BATAKLIKTAN ÇIKIŞ

        Siyasette, ticarette, sanatta, soygunda, yalanda, talanda. Doğa kuralıdır. Topoğrafik söylemdir.

         “HER YÜKSELİŞİN , BİR İNİŞİ VARDIR.” Yakın çevrenize bir bakınız. Kısacık yaşamımızda ne kadar çarpıcı örnekler bulursunuz. Kimseye sataşmak, çamur atmak gibi önyargım olamaz. Her nehir kendi yatağında; çağlar, durgun ve hızlı akar.

         Konumuz, HELSİNKİ’den yazan Berza Şimşek’in Güzel, anlamlı, derin içerikli yazısından alıntılarla sizlere ulaşmak. Yazımız şöyle başlıyor:

“ Eski Ahit’te şöyle bir ayet yer alır:” Bir zamanlar kudretli, ama sert ve kötü kalpli kralın sarayında şu yazılar çıktı: Mene, Tekel, Peres.”

            Sözü edilen kral, Babil Kralı baltazar.

         Sarayın duvarında ki  o esrarlı harfler, Babil’in sonunu ve Baltazar’ın kaderini haber veriyordu.

“MENE: Krallığının günler sayıldı ve bitti.

            TEKEL: Terazide tartıldın, eksik çıktın.

            PERES: Krallığın bölünerek Med ve Perslere verildi.”

            Kitapta, kehanetin  aynı gece gerçekleştiği, söylenir. Baltazar öldürülür…

         Bu yazı devlet yöneticilerine bir derstir.

DÜŞÜNCESİZ OLMAYIN!..”

            Yazar kendi kendine sorular sorar. Ben uzun süredir “Fillandiya’ dolaşıyorum. Ülkenin önde gelenleri, gazeteci arkadaşlarla, önde hgelen şirketleri ziyaret edip tatrtışıyoruz.”

         “ Nasıl oluyorda bu ülkenin insanları yolsuzluk yapmayı akıllarına getiremiyor?

         Gelir eşitsizliğine karşı savaşıyor? Doağal zenginliklerden yoksun ülke oluyor da azıcık, nüfusuyla dünyanın en kalkınmış ülkesi olabiliyor?

         FİLLANDİYA: (Fince: SUOMİ) “Bataklıklar ülkesi.”

         Bataklıklar ülkesinde nasıl oluyor da  “BEYAZ ZAMBAK YETİŞİR?”

         Bu soruyu, Rus aydını Grigoriy Petrov “Beyaz zambaklar Ülkesi” isimli eserinde,  anlatıyor. “ 19 ‘yüzyılda Milli uyanışın önde gelenlerini, halkı geri kalmışlıktan kurtarmak için bir avuç; öğretmen,doktor, işçi, mühendis,asker ve dinadamı harekete geçirmesinş ve bu kişilerin köy, köy dolaşarak halkı aydınlatmasını anlatır.”

             Atatürk bu kitaptan esinlenerek 1928 yılında Türkçeye çevrildiğinde askeri okulların müfredatına konulmasını emrettiği biliniyor.

ASIL DÜŞÜNCE:

            “İnsanlar şahsi sorumluluklarının farkına varmadığı sürece, ülkelerinin kalkınması da mümkün olmaz. Her vatandaş(yaşamın yaratıcısı) olmalı. Birey önemsenip, insanlara  tek, tek fırsat verilmeli.”

            SONUN, SONU:

            “Milli uyanışın önderi J.W. SNELMAN diyorki; istediğiniz kadar mükemmel anayasalar hazırlayın…

            Binlerce çocuğunuzu hayata, küçük, önemsiz insanlar olarak adım atarlarsa, parlementer ve hukuk sistemi mevcut olduğu halde; umumi ve sosyal hayat yine sönük ve paslı olacaktır. Bu nesilden gelen memurlar özensiz, bakanlar ise siyaset cambazı olurlar. Millet vekilleri çıkar peşinde koşarlar.”

            Aydınlara da,” Unutmayınız ki halkın cehaleti, kabalığı, sarhoşluğu, hastalıkları fakirliği sizin eserinizdir.”

TEŞEKKÜRLER

             Özetlemeye çalıştığım yazı, benim esin kaynağım. Bu aydınlıkta, bilinç ve sorumlukta yazmanın ve güzel insan olmanın yolunda  bana ışık olan bu yazıyı hazırlayan yazara teşekkür ederim.

            “DÜŞÜNCESİZ OLMAYIN.” İÇİNİZDE, GÜZEL DÜŞÜNCELER ÇİÇEK AÇSIN.

 

             

        

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home