“AK, AKÇE
Bu yazının amacı kimseye sataşmak, yüceltmek, aşağılamak… gibi beklentisiz bir yazı olması hayaliyle tuşlara basılmıştır. Kimse üzerine alınmasın. Yaşamın getirdiklerini sergilemek üzerine kurulmuş bir yazı olmasını diliyorum.
Felsefi yaklaşımlardan yola çıkarak AK lımıza spor yaptıralım.
Öğretmen okulu, dersimiz müzik. Enstürman mandolin. Konu; Mandolini kullanmak. Parçanın adı; “SANTALUÇİYA”. Sınıfımız Gündüzlü öğrencilerden oluşmuş. Orta Okuldan sonra kayd olmuşuz. Mandolini sopa gibi tutuyoruz. Nota, ölçü, vuruş, nota değeri nedir bi haberiz. Parçayı çalmayı sınıfımızın çoğu çalmayı başaramadı.
Ancak; sol elini kullanan bir arkadaşımız, parçayı mükemmel olarak çalmayı başardı. Öğretmenimiz hiddet ve öfkeyle bizlere sitem etti. _Gördünüz mü? Dinlediniz mi? Değil mi? Benim salAK evlatlarım. Bir solAK arkadaşınız nasıl başardı? “SANTALUCİA”yı çalmayı dedi.
Şimdi;43 yıl öncesinden bu güne dönelim.
Ortalık yer; sol Aklar, sal AKlar, ort AKlar, bur Aklar, bul Aklar, yol Aklar, çol Aklar, tur AKlar, sur AKlar, AK arlar, AK Şamlar, AK çuralar, AK dumanlar, AK durların, AK duranların uçurduğu AK güvercinler, “AK an çaylar gibi HARLAYIP GELEN”ler bir oldular başarıya imza attılar. KISKANMAYINIZ SİZİNDE OLUR.
DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ;
“*Tek saati olan saatin kaç olduğunu bilir. İki saati olan asla emin olmaz.*Düştüğün yere bakma. Nerede kaydığına bak.
*Hayata ön camdan bak, aynadan bakma.
*Sözlerinden şüphe duyabilirler. Davranışlarına inanacaklardır.
*Çıkarken nazik davran, inerken onlara ihtiyacın olacak.
*İntikam ararken, iki mezar kaz. Biri kendin için…
*Harcamaktan haz aldığın zaman, harcanmış değildir.
*Cesaret korku yoksunluğu değildir. Korkuyla yüz yüzeyken harekete geçebilmektir.
*Kendini kendin büyütmelisin. Babanın boyu önemli değil.
*GELECEĞİNİ ÖN GÖREBİLMENİN YOLU, ONU YARATMAKTIR.”
Siz bu düşüncelerden ne anlam çıkarırsanız çıkarın. Ama kimseyi suçlamayınız, yargılamayınız. Kendi ön yargılarınızdan kendiniz arındırmanın cesaretini kendinizde gösteriniz. Kendinizi aşağılamayınız. Kendi kendinin ne kadar büyük bir değer olduğunuzun farkındalığını yaşayınız.
Müzik enstürmanını, o elinle, bu elinle çalmışsın fark etmez. Önemli olan; başarılarının hazzını yaşamaktır. Bu başarıyı insanlarla paylaşmaktır.
Devletin temeline; İNSANI koyan geleneği iyi tanımak gerekir. Büyük düşünen, düşünürlerin, düşüncelerinin yeşerdiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Devlet insan için vardır. İnsan olmasaydı yeryüzünde, bu kadar çok devlet ve devletçikler olur muydu?
Dünyanın güçlü devletleri, kendilerinden başka güçlü olmasını istemezler. Bu güçlü devletlerin sayısı; 5-10-15 20 kadar. Güçlü bir TÜRKİYE, Ortadoğu da egemenliğimize zarar verir diye düşünürler.
Kendilerine göre kendilerince, kendi düzenlerine hizmet edenleri; AK, AKÇE ile ödüllendireceklerdir. Darılmaca, kızmaca yok. Herkes kendi işine baksın. Sağa, sola sataşıp durmayınız.
Haydi beyler!.. sahillerde ki; AKKUMLAR, ZAKKUMLAR sizi bekler.
Buraya nereden geldik?
“AK GÜVERCİN OLAYDIM, DAL ÜSTÜNE KONAYDIM…”, “KİRAZ ÇİÇEK AÇAYİ AYKİRİ DAL USTÜNE…”, “ÇIKTIM BELEN KAHVESİNE, BAKTIM OVAYA…” türkülerini dinleyerek.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home