Perşembe, Ağustos 09, 2012

ACI VE SANCI

        Faruk Nafiz Çamlıbel “HAN DUVARLARI” Şiirinde acıyı tanımlar. Hancıya dertlerini sayar bir, bir. Şairin kendisine söz verelim yazımızın girişinde.

         …."Garibim namıma Kerem diyorlar /Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar /Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"

Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında, /Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı! /Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna, /Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..

Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu: /"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende, /Dedi: "Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"

Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti, /Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi. /Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim, /Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.”…

         İnsan olarak bir garibiz. Ağrı, acı, sancı kavramlarını karıştırırız. Tanımlamakta zorlanırız. Hem kendimizi, hem hekimi yanıltırız, var sayımlarımızla. Tok çocuğa yemek yedirmek için; muhallebi, kaşık elde dolaşırız peşinde bir lokma yesin diyerek. Yaramaz afacan bizi zaaflarımızı anlamıştır, konuşmayı bilmese bile, bizin duygularımızdan yayarlanır. Ağlayarak ifade eder, dertlerini acısını, ağrısını, sancısını.Acılarımız,ağrılarımız ve sancılarımız bizim dostumuzdur aslında. Bedenimizin konuşmaları, bize seslenişidir anlayana.

         İnsan olarak, dış acılar,ağrılar, sancıları kendimiz yaratırız. Bir birimize dünyayı zindan etmek için. Olur olmaz olguları abartmayı, oşurtmayı, dedikodu ve vesvese çıkarmayı severiz. Karşımızdaki insanın insani duygularını, kendi şeytani emellerimiz için kullanırız.

         Yaratılış olarak hepimiz farklılıklar taşıyoruz. Senin kaldırabileceğin yükü ben, benim taşıyabileceğim; maddi, manevi sıkıntıları sen taşıyamayabilirsin. Oturup kalktığımız ortamlarda, sözlerimize, davranışlarımıza çok dikkat etmek gerekir.

         Demokrasinin olmazsa olmazı seçimlerdir. Senin beğendiğini, ben, benim beğendiğimi siz beğenmeye bilirsiniz. Bu doğal bir durumdur. Akılcı, tutarlı ve dengeli davranışlarımızla yapacağımız seçimler, hem kendimizi, hem toplumumuzu barış ve refaha götürür.

         Duygularımız bizi yanıltır. Dinmez acılara, onmaz sancılara sebep olan seçimler yapmamak için önyargılarımızdan uzak; aklımızın, yaşam tecrübelerimizin ışığında seçimler yapmak Ulusumuzun kalkınmasına ve ilerlemesine katkıda bulunmuş oluruz.

         Ülkemizi; onulmaz acılar ve sancılardan,  Hak saklasın.

          

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home