Cumartesi, Aralık 05, 2009

GÜN SENİN, BAYRAM SENİN

 “Eğilmez Başın Gibi,
Gökler Bulutlu Efem,
Dağlar Yoldaşın Gibi,
Sana Ne Mutlu Efem Efem

 

 Sabah Yıldızı Gibi,
İçime Doğdun Efem,
Bir Yaz Güneşi Gibi,
Bağrımı Yaktın Efem Efem.

Oyna Yansın Cepkenin,
Yansın Güneşten Tenin,
Gün Senin, şenlik Senin,
Bayramın Kutlu Efem Efem.

Oyna Yansın Cepkenin,
Yansın Güneşten Tenin,
Gün Senin Senlik Senin,
Bayramın Kutlu Efem.Efem.”

 

Ege yöremizin yiğitlemelerinden yola çıkalım. Yolda aklımıza neler düşecek düşünüp taşınıp aktaralım. Öğretmen Okulumuzda müzik dersimizde mandolinde seslendirme sınavı parçasıdır. O günden bu güne severim, dinlerim.

Bir müzik parçasını sevmek ayrı, dinlemek ayrı, yorumlamanın ayrı olduğunu yıllar sonra anladım. Sözlerin yorumuyla, seslerin yorumlaması, şiir olarak yorumlamanın ayrı, ayrı keyfini yaşamak, insanın yaşama sevincini artırdığına inanırım.

          “Efem”, dediğimiz erkek değil. Yanlış anlaşılmasın. Anadolu’muzda, Kurtuluş Savaşımız döneminde nice erkeği cebinden çıkaran kadınlarımızın isimleri bu sayfalara sığmaz yazmakla.

            Haksızlıklara direnen, atik, pratik, atılgan, yürekli, korkusuz, hak yememiş, kimsenin dedi kosununu, kimseye çamur atmamış, alnı açık insanımız için kullanılan bir sıfat olarak “Efem”i algılamak gerekir. Yöremizdeki adı; EFE, bir başka yöremizde DADAŞ, Bir başka yöremizde UŞAK, bir Başka yöremizde  SEYMEN…olarak isimlendirilirler.

             Halkımızın güvendiği insandırlar. Hakkımızı , namusumuzu ve can ve malımızın koruma gönüllüsüdürler. Seçkin insanlar olup, aydınlıktan, barıştan yana tavır alırlar diyerek algılıyoruz.

          Zamanında, Efelerin mekanları dağlardı, yoksulumuzun  yanıydı, vatanımızın, bayrağımızın yanıydı. Şimdi güneşten teni yanan efeler gördünüz mü? Nerede gördünüz bende öğreneyim? Cepkenli efelerimizi yöresel folklor oyunlarında izliyoruz. O güzel, yiğit, alımlı çalımlı heybetli görünüşleriyle.

            Şimdi efeliğin bıçımı değişti. Takım elbise, pembe kravat buzağı yalama saç, kaftan varı uzun burunlu rugan ayakkabılar, elde tesbih, zıpkın gibi delikanlılara ne dersiniz?. Cep delik, cepken delik, cepte yok metelik.  “Heyt! Çekilin u len  var mı bana yan bakan? “Ben kimim biliyor musun?

        Ben de; efeye bakın, efeye diyorum. Hey gidi hey!.. ne günlere kaldık. Balıkesir de resmi baş vuru yapan işsiz insan ve genç 24 bini aşmış. İşsizlikle mücadele için Ankara’da yapılan bir toplantıda tüm il müdürlerini fırçaladı sayın bakan. Ben televizyonların yalancısıyım. Dinledik ve gördüklerim bunlar.

         Efelenen efelenene haydi hayırlısı.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                             

                                                                                                                                                      

        



0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home