Cumartesi, Aralık 05, 2009

ATAM’I GÖRDÜM!..

 

       Mor cepkeninin pulları parıldıyordu karanlıklar içinden. Zeybeklerin başında, kartal gibiydi kanatları. Türkiye üstünde süzülüyordu dör bir yandan. Bir görseydiniz kanat çırpışını çağlara meydan okuyordu.

        Derin uykumdan uyanmak istemiyordum. Düşüm, yeni düşüncelerin esin kaynağı olsun istedim. Oldu, hem de nasıl oldu. Her gün yüreğimde yeni sızılar nüksetti.

        Zeybeklerin en yakışıklısı, sekişinde bir kıvraklık, çöküşünde bir endam, çağlara meydan okuyan, diz vuruşuyla düşmanın yüreğini hoplatan, altın sarısı rengiyle, zaman içinde, ışıl ışıldı. Karanlıkları boğan, özgürlüğe yol açan, akıl ve bilim öncüsü.

        Gökyüzünde yıldırımlar, yeryüzünde fırtınalar, denizlerde dalgalar selam durdu önünde. Ormanların uğultusunda, ülkemizin akarsuların çağıltısında, bulutların gürültüsünde, trenlerin tıkırtısında, kağnıların gıcırtısında, tozlu yolların tozunda, vapurların pufultusunda, arıların vızıltısında, denizlerine dalgasında… onun sesini duyuyorum.

        Uygarlıklar içinden geliyordu gemisi. Akıl ve bilim yolcusu insanların bindiği çağdaş uygarlık güvertesinde yolcularını kucaklıyordu.Kılıcını kınına sokmuş. “Yurtta sulh, cihanda sulh.”  Barış türküleri çalıyordu tüm orkestralar, meydanlar gümbür gümbürdü. Düğün dernek kurulmuştu, ülkem bir baştan başa. “-Ulusum bir daha savaş görmesin, Yurdum kanlı savaş meydanı olmasın” diyordu.

        “Fabrika dumanları sağlık,mutlu, müreffeh bir ülke için tütsün. Okul zilleri;  insan için, insanca eğitim- öğretim için çalsın. Adalet terazisi herkes için eşit tartsın” diyordu karanlıklar içinden.

         Kaşlarını çatarak, gözlerime bakarak soru sordu. Hani “… yeni nesil sizin eseriniz” olacaktı? Ne oldu? Ne yaptınız ülkeme?

Sus pus oldum. Kızardım bozardım. Ikındım sıkıldım ne yanıt vereceğimi  bilemedim?

        Gözümün içine bakarak dedi ki;

        BENİ SEVMEK DEMEK!..

“Yaşatıyor musun devrimlerimi,

Götürebiliyor musun yeni çağlara?

Yazıyı, kılığı, hür düşünceyi

Örnek ediyor musun uluslara?

Atabiliyor musun zihinlerden

Softalık, gerilik ve tüm karanlığı?

Adın var mı yeni buluşlarda?

Köye sokabildin mi aydınlığı?

Sevebiliyor musun düşmanını?

Bolluk mu bir uçtan uca vatan?

Derim ki yolumda yürüyorsunuz,

Büyüğünden küçüğüne o zaman.”(H.Yağcıoğlu)

        Işığın, yeni çağları aydınlatsın. Aramızdan ayrılışının 71’inci yıldönümünde önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhun şad olsun. Kurduğun  Türkiye Cumhuriyet’i sonsuza dek yaşasın.

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home