ARINMA-YUNMA
Geçen hafta insan aşığı Yunus Emre’yi anma Haftası olduğundan haberiniz var mı? Kara Yolları ve Trafik Güvenliği Haftasını, Havacılığı sevdirmek için uçurtma şenlikleri yapıldığını duymuşsunuzdur.
Bu hafta, Anneler Günü, Vergi haftası, Hemşirelik Günü, Dünya Kan günü. Çiftçiler Günü, Arkeoloji Haftası, Eczacılar günü, Şehitler Günü…
Bu haftaların kutlanması etkilikleri arasında geçiştirilen ve göstermelik törenlerle göz boyanmaya çalışılan bir hafta var ki; EMPATİ yaparak(kendimizi onların yerine koyarak) yaşamak. İçimizdeki ve dışımızdaki kirlerden, kirli, düşüncelerden arınmanın başlangıcı sayarım. Bu haftanın adı; “ÖZÜRLÜLER(ENGELLİLER) HAFTASI.
Ozanımız SÜMMANİ’DEN;
YOKTUR BİR SADIK DOSTUM,
FELEĞE OK ATTIM, YAY ASTIM,
YAGMUR İLE YAĞDIM, YEL İLE ESTİM,
YANAN YÜREĞİME KAR BULAMADIM.”
Sorunum yaşamdan, insanlardan, doğadan yakınmak, yol göstermek gibi fantezilerim yok. Kendimi ikna etmeye çalışıyorum.
Yaşamak; Üç maymunları mı oynamaktır? Diye kendime ve herkese sormaya gayret ediyorum. Vicdansızlıklar, merhametsizlikler karşısında akıl tutulması yaşıyorum.
Sunulan doğal nimetlere karşı kör, yaşanan olumsuzluklara, merhametsizliklere karşı duyarsız, ayarsız; kendimize, kentimize, ülkemize, aşağılamalara, benim insanım, benim ülkem, benim seçmenim, benim ümmetim, benim, benim… diyerek her yapılanı kendine mal eden, insanı kendi kulu kölesi sananlara karşı dilsiz kesiliyoruz…
Kutlanan günlerin ve haftaların hepsine hürmetim sonsuz. Bu etkinliklere yürekten katılanlara her türlü desteği esirgemeyenlere sonsuz saygım var.
Ancak; Bu önemli günlere İnsanlık mesaisi sorumluluğuyla katılmak ile zoraki katılanları bir birinden ayırmak gerekir. GERÇEK İNSAN DOSTLARI ONLARDIR.
Benim notlarım arasından;
10 Mayıs: özürlüler haftası açılış yapıldığı,
11 Mayıs: Görmeyenler günü,
12 Mayıs: İşitme, ve konuşma özürlüleri günü,
13 Mayıs:Ortopedik özürlüler günü,
14 Mayıs: Zihinsel ve ruhsal Özürlüler günü,
15 Mayıs: Güçsüz yaşlılar ve korunmaya muhtaç çocuklar günü olduğunu biliyorum.
Her ne sebeple olursa olsun, her türlü engelleriyle yaşama tutunmaya çalışan insanlarımızın, yaşama dirençlerini güçlendirmek bizim insani sorumluluğumuz. Toplumumuz onlarla birlikte bir bütündür. O insanlarımızı görmezden gelerek, acıyarak, merhametli davranma gösterileri onları yürekten yaralamaktır. Sümmani’nin yakınması bundandır.
Asıl arınma ve yunma, karşılıksız sevgi ve saygıdır. Gerisi yalakalıktır, ikiyüzlülüktür, gösteriştir.
Bu duygular eşliğinde sizleri yaşamın tüm engellerline göğüs germeye, yaşama tutunmaya çalışanları kutluyorum. Kendilerini çok akıllı, değerli sanan ve kara gözlükler ardına gizlenmeye çalışan beyinsizlere sözüm yok.
Bir günü; onların yerine kendimizi koyarak yaşayalım.
Yunus’un dilinden;
“Bir garip ölmüş diyeler,
Üç gün sonra duyalar,
Soğuk suyla yuyalar,
Söyle garip bencileyin…”
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home