Çarşamba, Ekim 07, 2009

AKIL TUTULMASI


        Derslerimizde güneş tutulmasını ay tutulmasın işlerdik. Akıl tutulması konusunu işleyeceğimizi ölsem de aklımın kıyısından geçeceğine inanmazdım.

         Aklın tutulduğu yerden vahşet, dehşet, kan fışkırdığını gördük merdiven basamaklarında. Köyün adı BİLGE imiş bilgenin mürşiti akıldır, ilimdir, bilimdir. Akıl be bilimden başka yollara başvuran zihniyetler sapıktır.

         Din adına, töre adına, namus adına, her ne çıkar için olursa olsun bu tür katliamlar ilkelliğin, yobazlığın, geriliğin ta kendisidir.

         İnsanın kutsallığına inanmayan, insanı insan bilmeyen bir zihniyetle başa çıkılması yüz yılları alacak bir insanlık sorunu. Bu bağlamda; Hukuk biliminin ışığında, aklın rehberliğinde ülkemizin yüzkarası olgulardır.

         Adı sanı ne olursa olsun. Gelenek, görenek, adet, inancım gereği gibi dayatmalar toplumsal barışımızı bozan, geleceğimize kara leke olan yaşantılarımızdır.

         Kin, öfke, cahilliğin, yobazlığın kol gezdiği bu sosyal yapının yıkılıp yok edilmesinin çözümü dışarıdan ithal edilmesi mümkün değil. Kendi içlerinde mayalanan ilkel öç alma güdülerini körükleyen sosyolojik oluşumların hakimiyetine egemen olan, otorite oluşturulmadıkça, işin içinden çıkılması pek mümkün görülmüyor.

         Ölen canlara mı? Kalan öksüz yetimlere mi? Yanmak gerek. Böyle akrabalık, böyle dostluk, böyle kan bağı, böyle hısımlık, böyle inanç, böyle vahşet ve böyle böyle ne varsa yerin dibine batsın demekten başka söz bulamamanın sıkıntısını paylaşıyorum.

         Akıl tutulması yaşayan bu tür yaklaşımların, barış ve huzur dini olan İslam Dinimiz adına yapılması tüm İslam Dünyasının yüz karası.

         Kendi sorunlarını kendi içlerinde çözmelerini beceremeyen akılları başlarından alınmış insanlar topluluğunun ellerine devletimizin silahların ve mühimmatın verilmesinin aymazlığına ne diyelim?

         Bu bölgemizin sosyolojik yapısı bilenen bir gerçek. Terörün kökünün kazınması çalışmaları planlanıp yürütülürken daha dikkat ve özen gösterilmeliydi.

         Aklını betonlayanlara, aklını kuyuya atanlara, aklını peynir ekmek sanıp aklını yiyenlere, kendini karanlık dehlizlere atıp çıkmaya çalışanlara, kendini kör kuyulara layık görenlere siz ne yapabilirsiniz ki?

         Ancak Orhan Gencebay veya Ferdi Tayfur’dan bir parça dinleterek  acılarını dindirmeye çalışırsınız. “Kendim ettim kendim buldum” diyerek.

         Geçen hafta yaşanan vahşet, dehşet, töresi batası görüntüler ve anlatımlar karşısında benim aklım tutuldu.

          Bu yaşananlardan etkilenmeyen,Aklı tututulmayan duyarsızlara, arsız, yüzsüz, namussuzları Allah ıslah etsin.

          “ EĞER SÜREKLİ BARIŞ İSTENİYORSA KİTLELERİN DURUMUNU İYİLEŞTİRİCİ TEBİRLER ALMAK ZORUNDASINIZ.”  Atatürk

        

        

        

        

 

        

 

 

        

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home