ÜMÜK SIKMA SAVAŞLARI
“Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
İnsan yaşadıkça neler görüp, duyuyor, okuyor. İnsanın havsalası almıyor. Piyasalarda rağbet gören haberleri izlerken insanın nutku tutuluyor. İkinci, dünya Savaşı sırasında ki olayları değerlendirmesini, Alman Papazın cümleleriyle, o günleri nasıl içi burkularak tanımladığını okudunuz.
Başbakan dedi ki:
“- 18 Mart 1915. Dünya Türkiye’nin karşısında. Çanakkale’de bizi yok etmek için saldırıda... Türkiye’ye saldıranların gücü belliydi. Bütün bu olanlar karşısında Atatürk, Mehmetçiğe bir şey söylüyor. ‘Ben size ölmeyi emrediyorum’ diyor. Bir taraftan bu mücadelelerin içinden gelen bir milletin torunu olacaksın, bir taraftan da şu ne der, bu ne der diye düşüneceksin. Onurumuzla kimseyi oynatmayacağız...”
Helal vallahi...
RTE, Amerikan ordusunu Anadolu üzerinden Irak’a geçirmek üzerine pazarlıkla iktidarlaştı, 1 milyonu aşkın Iraklı öldürülürken sesini çıkarmadı, Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçirilirken pıstı, Davos’ta terör örgütü Hamas’ı savunurken Peres’e diklenerek kahramanlaştı...
Helal vallahi...”( Basın)
10.10.2008 tarihli haber ilgimi çekti kesip sakladım. Uygun düşer mi bilemiyorum. Bugun aklıma düştü yorumsuz size aktarmaya çalışıyorum. Dün bu gün ve yarınlar konusunda sizlere bir ışık olabilirsem ne mutlu.
“Mezarı ışıksız kaldı ERGÜN ÇOLAKOĞLU İSTANBUL
Yaklaşık 148 Bin YTL'lik elektrik borcu ödenmeyen Türkiye Cumhuriyetinin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın anıtmezarı elektriksiz kaldı. Gece aydınlatması olmadığı için güvenlik sorunu da oluşan anıtmezarın aydınlatılması konusu bürokraside yaşanan tıkanıklığı gözler önüne serdi. Bilgi almak amacıyla bir yetkili arayan Yeni Şafak muhabiri, 4 belediye, 2 mezarlık müdürlüğü, defterdarlık ve elektrik kurumu arasında 36 telefon görüşmesi yapmasına rağmen elektrik fatura- sının kime gönderildiğini ve nerede olduğunu bilen yetkiliye rastlayamadı. “
Çok üzülmüştüm bu habere.“Yiğidi öldür ama hakkını ver.”demeden geçmemek lazım. Haklı olmak yetmez sürekli haklı kalmak gerekir. Bir bilen aynen öyle diyor.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home