TAZININ ÇİLESİ, AKREBİN SONU
Anadolu anlatımıyla güncel olguları tanımlayalım.
Çoban tazısını çok sever. Tazı yediği yalın hakkını vermek için sürünün çevresinde dolanır durur. Sürü sahibi sürüsünü pazarlayacak. Sahibin çağırdığı celepleri, tazı sürüye yaklaştırmaz. Sürü sahibi bir türlü sürünün giderlerini karşılamak içi sürüdeki yamuk, yılık, ümüğü düşük hayvanları paraya çevirmenin derdindedir. Ekonomik krizden kurtulmanın yollarını arar.
Sürü sahibi tazısını da çok sever, kendinden ayrılmaz. Nasıl bu hayvanla başa çıksam? Diyerek köyün en yaşlısına sorar. Ne yapayım dedem? Bu tazıyı çekip vursam, sürüye canavarlar zarar verir. Vurmasan Sürüye yabancı yaklaştırmıyor beni dinlemiyor. Ne olacak şimdi? Bana bir akıl ver diyor.
Yaşlı;”- Bak oğul sana bir darb-ı mesel anlatayım;
Zamanın birinde; Ekmekçi kadın, köy fırının ateşini yakar, fırın önünü temiz düzenli olsun diyerek çevredeki çalı ve çırpıları toplar, fırın önünü süpürür. Çer çöp içinde bir akrep. Ekmekçi kadın, paniklemeden akrebi izler. Kuyruğunu dikmiş vaziyetteki akrebi etkisiz kılmak için, fırın ateşinden bir kürek alır, akrebin çevresine halka biçiminde; sıcak kül ve kor halkası yapar.
Akrepte hareketlenme başlar. Her yönde ki hareketi sınırlanmıştır. Kendisinin ateş çemberinde olduğunu anlar, kuyruğundaki iğnesini geri kıvırıp kendi beynine, kedi zehrini akıtır. Oracıkta can verir.”
Ey oğul!..” Tazının canını sen vermedin ki sen alacaksın. O zavallı, senin verdiğin bir çanak yalın hakkını vermeye çalışıyor. Bırak çalışsın.
Sana bedava bir akıl vereyim; Önce sürüyü ikiye böl. Bir sürüyü büyük tepeye, bir sürüyü küçük tepeye, tazıyı da iki tepe arasındaki kuru dereye bırak. Sürünün birini celebe göstermek için,diğer sürüye yabancı çoban gönder, tazı o sürüyü, bu sürüyü korumak için o tepeden bu tepeye koşarken tazın çatlar gider.”DİYOR.
Tazı ve sürü sahibi verilen aklı kullanır, tazı sahibine yaranayım derken; yorgunluktan hırs ve öfkesinden çatlayıp ölür.
Ben anlatanların, yalancısıyım. Böyle anlattılar. Yalanda, yılanda onların boynuna. Ben böyle bir olay yaşanmamıştır, haydi çektir git, olur mu öyle şey desem, itiraz etsem, hele bunu avcılar, çobanlar arasında gerçekleştirsem; sonum olur. Ceza yerim. Beni altı okka yaparlar.
Bu olayları ancak Kütahya yetişmiş Aisopos(Ezop) masallarından anımsayabiliriz.
Tazının ve akrebin sonunu ne olduğunu öğrendim. Sürünün, sürü sahibinin sonu hakkında halen bir bilgiye ulaşamadım. Size söz veriyorum. Bir yerlerden, bilgi bana ulaşırsa mutlaka size de ulaşır.
Sıkıysa;” Kral çıplak” deyiver. Adamı trenden aşağı atarlar.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home