SÖZ USTALARIYLA
Günlük, haftalık yazmak gazete köşelerde görünmek gibi kaygılarım yok. Gazetesinde bana köşe açan, duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya fırsat veren gazetemizin imtiyazlı sahibi merhum Sayın Aydın Filizel’i rahmetle yad ederken; insani bakımdan birbirimize karşı sorumluluklarımız olduğunu unutmadan, yaşadığımız her gün için ayrı bir şükran borcumuz olduğu bilinciyle zamandan yol almak.
Yaşadığı zamana tanıklık eden, yaşananlara yeni anlamlar yükleyenler söz ustalarıdır. Bu bağlamda geçmişten geleceğe, yerel ve genel anlamda bağıntılar kurmanın tatlı telaşı içinde olmak, başka bir duygudur.
Güzel örnek olarak; “ Bir kadehin serüveni”ni Sayın İlhan Selçuk aktarıyor geçmişten geleceğe.
Hayyam’ların, Sadi-i Şirazi’lerin, Hafız’ların ülkeside; Hayyam (1044-1123) zamanın İran’ında şu dörtlüğü söyleyebiliyordu:
“Ben şarap içer iken, biri dedi yanımdan:
Bırak artık şarabı, içme din düşmanından
Düşmanıysa gerçekten, dinimin eğer şarap;
Daha helâl bir şey yok, düşmanımın kanından.”
Hayyam’dan bir dörtlük daha:
“Bilir misin, yüceler yücesi Tanrı,
Şarap ne zaman coşturur içenleri?
Pazar, pazartesi, salı, çarşamba,
Bir de cuma, cumartesi günleri.”
Bin yıl önceki İran’ı bugünküyle kıyaslayalım...
İran faslını Hayyam’ın bir başka dörtlüğüyle kapatalım:
“Toprak olup gitmişlere sorarsan
Ha gâvur olmuşun ha Müslüman.
Kimler bu dünyada eğlenmemişse
Ötekinde yalnız onlar pişman.”…
“Hazreti Mevlana’nın Rubaileri” kitabından (TC Kültür Bakanlığı Yayınları - Şefik Can) bir rubai alıntısı:
“Haydi, kalk sabah şarabını
içme vakti geldi..
Çünkü mest olmadan, ayık olarak
yaşamak bir çeşit ölümdür...
Sevgilim, ya bu âşığın gönül rebabının,
iniltilerini, feryatlarını hoşgör...
Yahut da, yanıp yakılan bu
yaralı gönle acı, onu gözet...”
Bir rubai (dörtlük) daha:
“Sâki! Sana dedim ki, bana
katıksız, duru şarap getir..
Hür olan kişiyi canlandıran dirilten içkiyi getir..
Sana dedim ki feleğin bu devrinde
esen, başka bir hava vardır..
Ey sevgili, işte o hava esinceye
kadar sen bana şarap getir...”
Konumuz ne içkiyi övmek? Ne sarhoş olmak. Konumuz insanın insanla hem hal(yoğrulması; demlenmesi, bilgi görgü alış verişi) içinde olması. İnsanın, insanı sevip sayması. Bir birine güzel örnek olup yüreklendirmesidir asıl olan.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home