Çarşamba, Şubat 25, 2009

ŞİŞİRME FIS FIS

       İlk cümlemiz bir reklamdan. Sayma sistemleriyle yen tanışan bir çocuğun çoklukları sayı olara ifade etmede kullandığı sayının karşılığın sizler anlayabiliyorsunuz. Bu şuna benziyor. Yeğenini tanıtmaya çalışan birinci sınıf öğrencisi şu cümleyi kurarak tanıtım yapıyor.

         “-Hani dedemin kız kardeşinin kızının oğlu var ya!  O bizim sınıfta öğretmeni çok üzüyor.”

         Gazete haberlerini, televizyonları okuyup izleyip dinlediğimizde insanın olay ve olguları tanımlamakta hafızası karma karışık oluyor.

         Toplumumuz san ki zoka yutmuş gibi sus pus. Kahvehane , meyhane, hastane köşelerinde fıs fıs. Trafikte tos tos. Yurtta dünyada olup bitenlere kıs kıs. Kendimizden farklı düşünene, konuşana hoş hoş bakarız. Sonrada köşemizde kös kös oturup gelene gidene akıl satmaya çalışırız.

         Komşunun tavuğunu kış kışlarız. Kendi tavuğumuzu başkasının ambarını delip yemleriz. Sonra komşu benim tavukların yumurtaları çift sarılı, mübarekler kaz yumurtası gibi diye övünmeye seven bir toplum a dönüştük.

         Farkına bile varmıyoruz boş boş konuşanlara. Vatandaş  bülbül olmuş, gül dalına konmuş. Açtı ağzını yumdu gözünü, dinleyenler, görenler küçük dilini yuttu. Kocaman dağ fare doğurdu. Tüm yaşanan olayları, zamanın etkilileri, yetkileleri bile günü gününe anımsamada zorlandıklarını ifade ediyorlar.

         Bizim garp bülbülü kırk bin kerre maşallah günü gününe saati saatine seslendirmesi akıllar durgunluk verici. Sade bir vatandaş evinden bakkala ekmek almaya bin bir düşünce içinde çıkarken, bülbül vatandaş elin gurbetinde bana göre krallar gibi yaşıyorsa, bu vatandaşlarında aklına bin bir soru sual gelir.

         Allah için konuşun. Atılan çamurlardan kimler nasibini almadı ki?

         Küresel aktörleri yöneten küresel senaristler, senaryolarını küresel siparişlere uygun yazmazsa görevlerini tam yapmış olamazlar.

         İşin açıkçası; “Türkiye’nin aydınlık yüzlü insanları birer birer gözaltına alınıp sorgulanıyor... İnsanlar bir korku tünelinden geçiriliyor...”

            “İnsan oldum olası bir canavar...

Tarihte ölüm, kan, işkence, çocuk çığlığı, çaresizlerin feryadı, can çekişenlerin görüntüleri uzaklardaki insanların evlerine, odalarına yansıyamıyordu...

Şimdi TV var...

Gazze’de olan bitenleri dakikası dakikasına izleyenlerin yürekleri bu vahşete katlanamıyor... “

 

  

        

          


0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home