OLASILIKLI YAŞAMLAR

“Ala keçim çift doğurdu./Bol ettik sütü yoğurdu./ Ana beni eversene.”

İkiz oğlakları evlatlarına vermek isteyen ana çok düşüncelidir. İkizin tekini adaletli ve eşit olarak kime versin?  Kardeşler, birbirinden nasıl ayrılır? 

Bu durumda “ Mavi boncuk”  kullanılır.Yapılacak olan kurabiyelerin içine bir mavi boncuk atılır.Kurabiyelerin tüketilmesi sırasında, mavi boncuk kimin dişine takılırsa; ikiz oğlağın teki onun olur.

Sevgili gençler analarından gördükleri bu yöntemi unutmazlar. İkiz oğlağın tekini anam bana; sünnetimde değil, kurabiyede  çıkan mavi boncukla verdi diyerek malına sahip çıkar. Kendini şanslı ad eder. Bir ömür boyu bu şansı arar durur artık.

Bu durum matematiksel ve hukuksal olarak basit bir temele dayanır. Senin şansın senin kadardır, benim şansım benim kadardır. Açıkçası benim şansımı benden başkası yaratmaz.  Kendi kendinle, nefsinle, bedeninle tüm varlığınla katılarak elde ettiğin bir değerdir. Biz buna şans diyoruz.

Banim yaşamda kalma şansım nedir? Bedenimin doğal gereksinimlerini zamanında ve yeteri kadar almaktır. Bu durum devinim gerektirir. Sayısal anlamda; kendimin kendimle mücadelesi, kendi kendimim karesi kadaremek ve güç harcamam gerekir. Üç besine gereksinimim var; hava, su,besin bunları sağlayabilmek için; 3x3=9 olasılığım vardır.

On ata oynarsan; kazanma olasılığın yüzde birdir. Olasılık hesaplarını  çok iyi özümleyen siyasetçiler, ekonomistler toplum yönetiminde de toplumun önüne  onlarca seçenek sunarak; Ölümü gösterip, duaya mahküm ederler. Bunun adını kader koyup, bizleri avuturlar.

İnsanlık, tarih boyunca olasılı hesaplarıyla korkutulmuştur. Şansımızı tekerlemelerde kullanılır olduk.” Ya şundadır ya bunda. Helvacının donunda. Astık, mıstık küstük. Kımbıl kıp” diyerek.

“Benim vatandaşım, memurum işini bilir.. Kırk kulplu kazan, tut birini sende kazan… Al kazan, sat kazan, boya kazan, kazı kazan. Kıskanma; çalış seninde olsun.”

Ondan sonrası belli.” Hadi güzelim, şeker ezelim, bu sene biz bekar gezelim… Oynama şıgıdım şıgıdım… Birinide yavrum birini, harmana serdim kilimi, dönüver de meydan senindir…”

Sözü kısa keselim; ”Aydın havası”,” Bandırma’nının susası” olsun