Çarşamba, Şubat 25, 2009

KISIR DÜŞÜNCE

 

         Toplumsal sarsıntı ve çarpılmaların sebebini aramak isteyenlere seslenilir. Canlılar dünyasında yaşadığımız sosyolojik, dini, siyasi, ahlaki,  edepsiz çarpıklılar çarpık değerlendirmeler, yaşanan çarpılmışlıklar örtüsünü kaldırdığımızda, ortaya çıkan gerçekler ve asıl gerçekler gece doğan ay gibi görünür.

            Aklımıza gelenleri hemen sayalım. Cahillik(Okur yazar olmayandan söz etmiyorum). Yobazlık, softalık( İnançlı insanlarımızı katmıyorum), kendilerini yaşadıkları toplumun üstünde gören, ELİPTİKler, Burnu Kafdağı”nda olanlar. Fırsatçılar, tefeciler, uyutucu ve uyuşturucu pazarlamacıları, her yeniliğe turp suyu sıkanlar, Gündüz külahlı, gece silahlı, CAMİDE BEŞ VAKİT NAMAZ, İNSANLIKTA BEYNAMAZ,… say say bitmez.

            Lafı dolandırmadan;  sizi KISIR DÜŞÜNCE HAKKINDA BİLGİLENDİRMEDİM.

            Bu borcumu ödemeliyim.

            Zooloji öğretmenimizin ifadesiyle; Atla,eşeğin çiftleşmesinden oluşan yeni canlıya, (yavruya); HİBRİT adı verilir. Halkımız buna KATIR adı verir.  Katırın özellikleri nelerdir?

            İnatçıdır. Güçlüdür.  Ne attır, ne eşek? At desek değil, eşek desek değil. KATIR, CİNS OLARAK DOĞURMA ÖZELLİĞİNDEN YOKSUNDUR. Durum böyle olunca, belli özellikler için beslenilir , yararlanılır, kullanılır. Kendi Soyunun ilk ve sonundur.

            Canlılar dünyasında böyledir de düşünce dünyasında farklı mıdır? Kısır düşünce batağına batmadan düşüncede kısırlık nasıl olur? Güncel olayların kısır yönlerini sergileyelim.

            Ben bilirim. Benden başkası bilemez. Her işte ben önde olmalıyım. Kamerada  ben önde görünmeliyim. Herkes hiç bir şey bilmiyor. Beni partim, benim sendikam, benim derneğim, benim inancım, benim ümmetim, benim işçim, benim köylüm, benim esnafım, benim memurum en iyisini, işini iyi bilir.

            Bu memlekete ne yaptıksa biz yaptık. Onların kırk yılda yaptığını biz 7 yılda yaptık. Bu ülkenin altını üstüne getirdik. Rengini, sembollerini değiştirdik. Değişmeyen biziz. Biz değişerek gelişiriz, büyürüz. Önce kendimizi, sonra yandaşımızı kazanın kulpundan tuttururuz.

            Bizim çocuklarımız, veliahtlarımızdır. Onlar ne yaparlarsa en iyisini bilir ve yaparlar.

            Kısır düşünce, iktidarlardan düşünce; çevrelerindeki kısır düşünceliler, “harman da yel eserken, çeşmede su akarken destini doldurmak zamanıdır “diyenler: Rüzgar kesilince, çeşmeler kuruyunca ortalıkta görünmezler. Ülkemiz insanları bunların onlarcasına tanık oldular. Siz bu konuda ne diyorsunuz?

 

 

 


0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home