İLKELLEŞME
Son günlerin izlenimleri iç burkuyor. İhtiraslar aklın önüne geçiyor. İnsanın vahşiliği televizyon ekranlarında boy gösteriyor. Bizlerde, sessiz sessiz köşemize çekilmiş, olup bitenleri anlamaya çalışıyoruz. Yaptığımız doğrudur yanlıştır tartışılır.
Ustam diyor ki; “İnsan oldum olası bir canavar... Tarihte ölüm, kan, işkence, çocuk çığlığı, çaresizlerin feryadı, can çekişenlerin görüntüleri uzaklardaki insanların evlerine, odalarına yansıyamıyordu... Şimdi TV var...”
Ekranlar karşısında zaman geçirenlere Allah kolaylık versin. Sanat ve kültür gecenin bir saatine öteleniyor. Tatil ve yat saatine kadar ıvır zıvır. Her televizyonun bir yemekteyiz ve yarışma proğramları izleyicinin heyecanlarına uygun. Çöp çatanlık konusunda başarılı çalışmalara imza atanları yürekten kutlamak gerekir.
Sonunda ihtiraslarımız aklımızın önüne geçerek akla hayale gelmeyen maceralarla hayretler içinde günümüzü tamamlamanın muradına eriyoruz.
Basında gözüme takıldı. Okuyamadım ama kitabı okuyunca ayrıca aktarırım. Emin Özdemir, yeni çıkan kitabı “İnsan Yüreğine Yolculuk”ta “ilkelleşme”yi anlatırken yaşamın her alanında görebileceğimiz kişiliklerden söz ediyor:
“Kimi kişiler vardır, başkalarına kendi varoluşlarının üstünlüğünü duyumsatma yönelimiyle yüklüdür; öyle ki kendi seslerinden daha güçlü bir ses istemezler çevrelerinde. Sıradan, ortalama biri olmaya katlanamazlar. Hangi ortamda olursa olsunlar, ilk sırada olmayı kendileri için bir hakmış gibi görürler. Böyle olmadı mı anlatılmaz bir huzursuzluk duyarlar, önemsenmemekten kaynaklanan bir sıkıntı, yakıcı bir acı çöker içlerine. Zamanla bu acı ve sıkıntı, ister istemez bir dürtüye, vahşi bir güce dönüşür.”
İlerleyen satırlarda “iktidar hırsı”na da değiniyor Emin Özdemir: “Varlığını iktidar tutkusu kuşatmış kişi ne yapar, nasıl bir tutum içindedir? Gizli ya da açıktan her yolu dener, her şeye başvurabilir. Tutkunun itici gücüyle yönlenir, yönlendirilir. Kendisini engelleyecek hiçbir değer, hiçbir kural tanımaz…
İlkelleşme yine ve yeniden kuşatırken dünyayı, uygarlığın, dayanışma ve kardeşliğin gözü bağlanıyor. Kurşuna dizilmek üzere.
Varlık, yokluk, açlık tokluk,efelik, kefelik, üvelek, büvelek, bana ne? Sana ne? Ona ne? Şuna ne? Kime ne? Derken şimdi sıra sizde.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home