GÖLGELERİN GİZEMİ
Takıntılarımızı paylaşalım. Yaşamımız şaşırmacalar içinden geçiyor. Notlarım arasına kaydettiğim bir görüş. Bu sabah beni çok etkiledi. Her şey, insanla mükemmel. Her yer insanla güzel. Güzel insanlarla söyleşmek, daha güzel. Asıl konumuz ışık. Işıksız yaşamak kendini karanlıklara mahküm etmektir. Işığın önünde, arkasında, altında üstünde duranlarla duygu ve düşüncelerimizi üretmek daha anlamlı.
USTAM DİYOR Kİ;
“İnsanoğlu gövdesi kadar yaşar;
karnı acıkır, uykusu gelir, üşür,
sıcaklar, libidosu arzulanır, tuvalete
gitmek gereksinmesini duyar
vs...
***
Gövdesini daha rahat yaşatanlarla,
gövdesini daha rahat yaşatamayanlar
arasındaki açı ve sorunlar
da; bin bir belaya, bin bir yamukluğa,
gizemli kılcal damarlarla
beyinselliği de kapsayan bin bir
komplekse, aşağılık duygularına,
olduğundan fazla görünmelere,
hırslanmalara, öfkelenmelere, çatışmalara,
öldürme ve öldürülmelere
-çağlar boyu ağırlığında- bir türlü
tedavi edilemeyen sosyo-psikopatolojik
berbat “nedenler” yaratır.
***
Gövdesini iyi yaşatanlar...
Gövdesini iyi yaşatamayanlar...
Gövdesini iyi yaşatma peşinde
olanlar”
Bu duyguların yoğunluğunda daha nasıl yaza bilirim?. Sözün tam burasında; Bir türkü dizesidir takıldı” BEREKETLİ TOPRAKLAR” Romanı sayfaları arasından.
“Ayım şavkı vurmuş sazım üstüne.
Söz söylenmez doğru sözün üstüne,
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni…”
Yazarımız Kemal Tahir’in saptaması. Benim görevim aktarmak. Yaşamın güzel yansımaları içinden.
“EĞER BİR YERDE KÜÇÜK ADAMLARIN, BÜYÜK GÖLGELERİ OLUŞUYORSA, ORADA GÜNEŞ BATIYOR DEMEKTİR.” Kim demiş? Öyle diyorlar.
Ben gövdemi duygularım kadar yaşatmak istiyorum. Damarlarım kadar geniş düşünmek, Hücrelerim kadar kendime, yaşadığım zamana dürüst olabilmenin savaşımını vermenin huzurunu yaşıyorum.
Bu duygularla; Ramazan Bayramı telaşıyla yaşayanlara, nice kutlu ve mutlu bayramlar diliyorum.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home