EZBERİN MANTIĞI
Ezberinde mantığı mı olur? Demeyin lütfen. Olur, bal gibi olur. Tiyatroya gönül verenler çok iyi bilirler. Sahne oyuncunun ezberindeki sözcükler, jest, mimik ve söze uygun davranışlarla anlam kazanır.
Oyunun ve oyuncunun gücü; oyunun ezberini bozmadan, gerekli iletileri izleyiciyle buluşturmaktır. Yorum, alkış, taktir izleyenindir.
Konumuz ezberin mantığı. Ezber, hile, hurda, kendinden katmaca, uydurmaca istemez. Kendine bağlı kalınsın, sapma ve sapıklıktan uzak, arı, duru bir ses ister. Yersiz, anlamsız, mırıldanmaların yerine; dinleyenleri başka dünyalara taşıyacak, zihninde çağrışımlar, beyninde kıvılcımlar yaratacak tavır ve eda ister.
Benim anladığım ezberin aklı, mantığı, dünyası böyle güzellikleri, duyguları, coşkuları, sevgileri, aşkları, sevdaları, kahramanlıkları, korkuları, rüyaları, geçmiş ve geleceğe dair ne kadar anlamlı ve insani duygular varsa buna hizmet etmeyi hedeflemiştir.
Ezberlerimizin mantığını bozanlar, dükler, dükalıklar, şeyler, şıhlar,başlar, başkanlar. Koltuklarına bir oturur pir otururlar. Koltuk altlarından giderse dünyaları kararır. Sonra çıkarlar halkın karşısına biz demokrasi istiyoruz. Eşitlik, özgürlük, adalet, hürriyet, gaflet, dalalet, hıyanet, suknet, garabet ve en sonununda sukünet istiyoruz diyerek ezberimizi altüst ederler.
Şunun şurasında son yüzyılda üç beş kavram, Vatan, millet, Sakarya, bayrak, şehitlik gazilik… bu ezberlerimizin yerine yeşil dolarlar, mor eurolar bilmem ne renk altuni değerlerin ezberlemesi girince aklımız kirlendi. İnsani değerlere özel ezber mantığımız altüst oldu.
Sözün tam burasında Yunus Emre GARİPLENİR.
“Bir garip ölmüş diyeler,/ Üç gün sonra duyalar,/ Soğuk suyla yuyalar./ Söyle garip bencileyin…” Diyerek bu güngü ezberlerimizin mantığına gariplenir kalır.
Devam eder bir başka sitemle olanlara.
“Benim adım dertli dolap./ Dönerim yalap yalap./ Böyle emreylemiş Çalap./ Söyle garip bencileyin.”
“Bazı yazarlar, yorumcular, hatta akademik unvanlara sahip kimi öğretim üyeleri, ezber bozuyoruz teranesi ile kendi ezberlerini okuyor ve söylüyorlar. Demokrasi, insan hakları, küreselleşme, tarihimizle yüzleşme, özür, resmi tarih, serbest piyasa ekonomisi, AB müktesebatı, AB’ye giriş süreci, değişime uyum, militarizme karşı olmak, ezbere sokuşturulan sözcükler, kavramlar…
Kendilerini aydın diye yaftalayan bir grup, bazen dışardan kumandalı robotlar gibi hareket ediyor ya da öyle izlenim veriyorlar. Bu siyasi, ekonomik kriz ortamında özür kampanyası, Türkiye aleyhine bir hazırlığın ilk aşaması gibi görünüyor. Ciddi bir araştırma yapmadan başlatılan özür kampanyası da ayrı bir dış ezberlemenin yansıması oluyor. Ezber bozuyoruz diyenlerin ezberleri bozulmalıdır ÖZTİN AKGÜÇ”
Bu günde başınızı ağıttım sevgili, güzel dostlar
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home