DÜZENLİ ORDU

Mustafa Kemal ve Arkadaşlarını anlayabilmek için Birinci Dünya Paylaşım Savaşı’nın sebep ve sonuçlarını çok iyi anlamak ve yorumlamak gerekir.

        Hanedanlıkların hükümranlığından, yanmış yıkılmış bir İmparatorluğun külleri arasından, bir ULUS DEVLET yaratmanın anlam ve önemini içimize sindirmemiz gerekir.

        Bu anlamda, Ulusal Birlik ve bütünlük sağlanarak, işgalci güçlerin karşısına top yekün çıkabilmenin şeref ve onurunu kazanan ulusumuz, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında güçlerini birleştirmelerinin başarılarını okuyarak hamurumuz yoğruldu.

        Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışmalarını engellemek için çıkarılan iç isyanlar ve düzenli orduya geçmenin zorluklarını birer birer aşan Ulusal Güçler’imiz, bundan 88 yıl önce; 10 Ocak 1921 günü, Tür ordusu sayıca üstün düşman ordusuyla Eskişehir’in İNÖNÜ mevkiinde karşı karşıya geldi.

        BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ; yoklular arasında kurulan düzenli ordumuzun, işgalci ve istilacı, yağmacı güçlere karşı ulusumuzun yüz akı olmuştur.

        Beklemedikleri bir güçle karşılaşan, güçlü ordular İnönü’de bozguna uğratılmışlardır. Ulusumuzun Sekin evladı Mustafa Kemal ve onun Silah Arkadaşlarının; Büyük bir fedakarlık ve kahramanlığıyla, gücünü ulusumuzun vatanına sahip çıkması kararlılığını tüm dünyaya, Düzenli Ordumuzun  BATI CEHESİ KOMUTANI İsmet Paşa komutasında; ilk başarı olması,Türk milleti üzerine atılmış yaftalardan silkinme başarısıdır.

        Türk Ulusu; vatanı ve bağımsızlığı söz konusu olduğu zaman, tüm engelleri aşmak için tüm güçlerini birleştirebilmiştir.

        Bu anlamlı günde vatanımızın hangi koşullarda yeniden elde ettiğimizi bir daha anımsamak insani bir sorumluluğumuz vatandaş olarak bir ulusal görevdir.

        Bizlere bu cennet ülkeyi emanet edenlere sonsuz minnet ve şükran borcumuzu ödemenin yeri ve zamanı yoktur.

        Büyük Atatürk, Batı cephesi komutanı İsmet İnönü, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanları sonsuza dek aydınlık içinde olsunlar.

         10 ocak; aynı zamanda” Çalışan Gazeteciler Bayramı”nın  48’inci  yıldönümü kutlandı. Geçmişte ve bugün zor çalışma koşulları altında halkın gözü ve kulağı olmaya “Çalışan  Gazetecilerimizin Bayramı’nı en içten duygularımla kutlar, aramızdan ayrılanlara tanrıdan rahmet,  görev başında,  bir ibadet göreviyle çalışma sorumluluklarını yerine getirenlere, çalışmalarında başarı, vücutlarına sağlık, kazançlarında bereket, aileleriyle huzur ve mutluluk dolu günler dilerim.