ALIŞIK VE UYUŞUK
İnsanın mayasında vardır alışıklık ve uyuşukluk. İşimize gelen durumlarda her şeyi bilir, söyler ve yazarız. İşimize gelmeyen durumlarda; üç maymunu oynarız.” Görmedim, duymadım, bilmiyorum.
Analarımızın tek suçu bizi doğurmak değil; Yaşamımızın ilk gününden sonra; eee diye zırladığımızda; eline ne geçerse; memesi, maması, hemen ağzımızda. Sonra, ocakta, bucakta kucakta bir dediğimiz iki edilmez. Aman oğlum, aman kızım, ben yemedim o yesin, ben giyemedim o giysin, oh mualla ne ala. Serde alışıklık var.
Alışıklıklarımız yaşamımıza yön verir. Nerede hazır yiyecek, hazır giyecek var; çalsın sazlar, oynasın kızlar, gelsin kızarmış tavuklar piliçler.
Birde üzüm suyu şırası, açılsın arpa suyu fıçı birası. Çekilsin halaylar, kırılsın beller, şıngırdasın ziller.
Yaş gelince otuza farkına varırız yaşamın. İş isteriz masada, paralar dolu olsun kasada, kim çıkar yanar sıcakta tarlaya, bayıra hasada. Açılsın klimalar, serinlesin odalar.. üf….üf… patronda olmazsa. Ne güzel yöneltir işyeri, evde eş iş olmazsa, her şey tıkırında olsa, alışmışlıklarım beni terk etmesin.
Alıştırıldıklarımız çok güzel, insanda hoşluklar yaratıyor.” Sigaramın dumanı da dumanı. Yoktur yarin , dini imanı”…Ezgileri eşliğinde; bir yudum bir yudum daha… ondan sonra; “Aldırma gönül aldırma.. Dertlerin kalkınca şaha, Bir sitem yolla Allah’a… “ işler tamam. Her işimizi de havale edeceğimiz makamı bulduk. Sorun yok.
Kimse bana dokunmasın. Bu alışmışlık beni uyuşturdu. Kolum kanadım kalkmıyor. Başımda öyle ağır ki sanki akşamdan kalma sarhoşum. Bakmayın sarhoşluktan dem vurduğuma sarhoşluğu ve sarhoşu sevmem. Sadece hoşları severim. Hoş olmak için, Tanrının tüm nimetlerini reddetmem. Ama sarhoşları hiç sevmem.
Neden sevmezsiniz? Diye sorunuz. Bende yanıtlayayım.
Sarhoşun beyni alkolden uyuşmuştur. Davranış kontrolu azalmış ve kendinden geçmiştir. Ne yaptığını bilmiyorum diye kendilerini ifade ederek uyuşmuşluklarını kapatmaya çalışırlar.
Uyuşmuşluk sadece alkolle gerçekleşmez. Kendi özgür irademizi, aklımızı başkalarının kullanımına sunmak, başka bir tür uyuşukluk.Soğukkanlı canlılardan yılanlar, çıyanlar, kış gelince; soğuktan uyuşur, yaz gelince havaların ısınmasıyla doğada görünmeleri çoğalır.
Alışık ve uyuşuk beyinleri yönetmek kolaylaşır. Uluslar arası, küresel aktörler bu,işin önemini çok iyi anladıkları için; insanları, ülkeleri, toplumları önce alıştırır ve sonra uyuştururlar.
Bizlerde; bu alışmışlıkları ve uyuşmuşlukları yaşamın kaçınılmazları bilip, denize düşenin yılana sarıldığı gibi alışmışlıklara ve uyumuşluklara sarılırız. Birde bakarız ki; bu durum kendi yaşam biçimimize dönüşmüş.
Tüm bu işlemler Demokrasiyi şırınga olarak kullanılarak gerçekleştirilir. Eşitlik, özgürlük, adalet, ,insan hakları ve hukukun üstünlüğü adı altında yapıldığı, dünyanın gözü önündedir.
Uyuşturma aracı olarak; tüm kutsal değerler, üretim, tüketim, moda, ahlak, inanç sistemleri, reklamlar, ulusal çıkarlar, insanlığın tüm ortak sorunları. İnsanca yaşama olanaklarının tümü uyuşturucu olarak kullanıldığı bir gerçek. Dün doğru ve gerçek bildiklerimizin tümü birde bakmışız yanlış ve yalan.
Beni sevginin, sohbetin alışıklığı ve uyuşukluğu kendime getiriyor.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home