İNCİR YAPRAĞI
Bu bahar gününde, incir yapağıyla ne işimiz olabilir? Ne büyüksün ki örtüyorsun avret yerlerimizi. Çekirdeğin küçük, yaprağın büyük, en yeşilinden en sarısına, doyum olmaz incirinin tadına. Şimdi vitrinleri süsülüyor sepet içinde;içi ceviz dolu kuru incirlerin.
İnsanoğlu tadını alınca incirin, günah işlemekten alı koyamaz kendini. Baharla birlikte yeni düşünceler yeşermeye başladı. Sağdan sola, soldan sağa. Herkes bir birine gülücükler dağıtıyor. İncir yaprağı altına; ayıplarını saklayarak.
Ne büyük ki; tüm arsızlıkları, yüzsüzlükleri, şımarıklıkları, kabadayılıkları örtebiliyorsun ey incir yaprağı!
Ne yeşilsin ki; Güneşin tüm güzelliğini üstünde toplayıp, altında ki meyvene tat ve lezzet olarak verip insanları çıldırtıyorsun. Sana saldırmadan, ağızları sulanmadan geçene hiç rastlamadım.
Ne örtücü yanın var ki? Adem ve Hava seni kullanarak kendilerini nü olmaktan kurtardılar. Sana sığındılar. Ben bunu yazmayayım da kimler yazsın. Ben de; Yüce kitaplardan öğrendim, bu gerçekleri.
Seni tanıyamadım affet. Tadı damağımda kaldı meyvenin kurusunda, yaşında, tazesinde. Kanlandım canlandım, tadınla. Ben ne güçlü biriyim dedim kendimce, izleyenleri, alkışlayanları şakşakçıları görünce.
Dişimin kovuğunda kaldı tadın. Sakladım seni onlarca yıl. Birinin ocağına dikerim diyerek. Tam zamanıdır diyerek toprağa verdim. Sen göründüğün gibi değil mişsin sevgili incir. Ocağımı söndürmek için elinden geleni arkana koymadın.
Beslendiğin topraklardaki güzel insanları baştan çıkardın. Hepsi ayrı ayrı bir yana düştü. Unuttular bu toprakları bize vatan yapan kahramanları. Destek aldılar yaban tarlaların TOPRAĞINDAN, SUYUNDAN.Şişinip, beslendiler.
Şimdi meydanlarda kahraman edalarıyla dolaştıklarını görüyorum. Tüm pisliklerini seninin yaprakların altına saklayarak, ortalıkta dolaşıyorlar. Hangi yaprağını kaldırsam, altında başka bir pislik?
Of!... çoook kokuttum ortalığı. Bu bahar gününde, herkes meydanda. Çevresine gülücükler dağıtıyor. Sağduyu çağrıları yaparak. Adımlarını küçültmeleri ve birer adım geri atmaları önermeleri havalarda uçuşuyor.
Sonuç: Sınırlar ötesinden meydan okuma. Hadi canım sende. Ne geri adımı, ben geri meri adım atmam. İnceldiği yerden kopsun," Ben beşyıl bekledim. " Şimdi siz gelin birlikte bu incir ağacının köküne kibrit suyu taşıyalım önerisine haydi seyittir git işine dediğinizde ben ne yaparım? Sap gibi ortalıkta kalınır mı kalınmaz mı?
Sizce yapılan çağrılar da samimilik buluyor musunuz? Kusura bakmayınız ama ben bilimsel şüphe hakkımı kullanarak diyorum ki içimde kuşkular var.
Mızrak çuvala girmeyince, ortalık karıştı. Artık olguları incir yaprağı örtemez duruma gelince, yeni örtücüler ihalesine sıra mı geliyor diyorsunuz.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home