Perşembe, Haziran 19, 2008

“BOŞA YAŞAMIŞSIN”

         Bu pazar, ikindi sonrası  Ankara  Balgat'taki NEZİH nargile salonundayım. 1924 Doğumlu, Balıkesir Senatörü Mehmet Güler Bey efendi ilebirlikte   nargilelerimizi tüttürüyoruz.

            Yaşadığımız günlerin siyasal ve ekonomik olaylarını yorumlamaya çalışıyoruz. Farklı bakış açılarımız olmasına karşın, insanın, insanda öğrenecekleri vardır.

Oldum olası; yaşamın imbiğinden geçmiş olay ve insaları dinlemekten mutlu olurum.

            84 yaşın bilinciyle Hocam diyerek söze başladı; Güncelliğini yitirmeyen bir anektot vereyim dedi. İlgiyle dinledim.

            _" İstannbul'da Haliç'in sandallarlea geçildiği dönemdir. Geçiş ücreti  5 kuruş.   5 yolcu alan kayık  karşıya yolalır. Eli çantalı bir bey gelir. Kendini matematik Prof'u  olarak tanıtır. Derse yetişeceğini, kayığın dolmasını beklemeden 25 kuruş ödeyerek kayığı tek başına kiralar.

            Yolda kayıkçıya sorar; "Sen, tanjant, kotanjant nedir bilir nisin? Yok beyim ben  aliyim der kayıkçı.

.            Prof;   sen boşa yaşamışsın. Yeni, bir soru Prof'tan; Sen  sinüs, kosiniüs nedir bilir misin; - Yok bilmem beyim. Prof.; Sen boşa yaşamışsın , diyor ve durmadan bu çeşit sorulardan bıkan kayıkçı  boşa yaşamışsın sözüne takılır, duruma sinirlenir.

            Haliç'in  ve denizin tam ortasında; beyim, benim de bir sorum var dior kayıkçı. Sor bakalım,

            _Beyim ,siz yüzme bilir misiniz? Prof Cevabını verirken; kayıkçı kayığı, ters kepçe getirir. Prof, başlar sulara dalıp çıkmaya. Kurtarın bani yeyerek  imdat ister.Kayıkçı;  sayın  bey efendi; "SİZDE BOŞA YAŞAMIŞSINIZ"diyerek son yanıtını verir."

            Bu aktarımın sonunda  Mehmet  Amcadan izin aldım. Bu anektodunuzu yaılarımda kullanabilir miyim dedim? Olur verdi,  yazdım.

            Anladığım odur ki; bu toplumda yaşıyorsak, kimse kimsenin aşını, işini, kişiliğini kılığını , kıyafetine yaşına başına bakarak değerlendirmeler yaparak kümsemehakkı yoktur.. Bu durumda toplumsal barış bozulur. Bir toplumu eller, ayakla,, baş gövde diyerek , et ve kemik diyerek tasnif edemezsiniz.

            Kim olursa olsun, bu ülkenini her insanı ayrı birer zenginlik kaynağımızdır. Yaptığımız işler farklı olabilir. Yaptığımız işler, aldığımız, siyasi, ekomomik, sosyal görevler biz bir ululuk, büyüklük kazandırmaz, yaptığımız insanlık görevinin ismidirler.

            Boşa yaşamamnın gayreti içinde olanları kutluyorum. Arkasından; "Bİ ŞEY YAPMALI, Bİ ŞEY YAPMALI" Şarkısınının nağmelerine takılıyorum. Sevgiyle ,hoşca,DOSTÇA KALIN.

           

           

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home