“YANCIK-KANCIK”
Dostlarımızdan birinin, babasının vefatı nedeniyle; İlimiz Şamlı Beldesine gitmiştim. Baş sağlığına gelen konuklarla, ayaküstü sohbette ediyoruz.
Günlük insan ilişkilerine dayandı, ayak üstü konuşmalarımız. İnsani ilişkilerimizi tanımlayan, babacan bir insan; kara paltosu, kara sekiz köşe şapkası altından, kabadayı tavır ve edayla seslendi. Ben onca yaşım da gördüm ki; İnsani, siyasi, ahlaki, dini, kültürel ekonomik ilişkilerin temeli:
-"Çıkmayınca yancık, oynamaz kancık" dedi.
Anlamaz tavırla, sordum. Kancık sözcüğünü anladım, ancak "yancık" sözünü kavrayamadım dedim.
-"Sizin de ağzınız süt kokuyormuş be birader dedi." Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Yan cebinden çıkıntı yaparak ortada oynayana para basmazsan, seyir keyfin yarıda kalır anlamında bana sitemde bulundu. Babam yaşında olması bakımından edebe mugayır cevaplamadan sustum. Hemen ekledim. Bu uyaklı kelimeleri yazarım dedim.
"- Yaz, nereye yazarsan yaz" diyerek musalla taşına yollandık.
"Kefenin cebi yok diyorlar" ama ben burada aykırı düşüncedeyim. Nedenine gelince; Musalla taşına uzanınca anlayacaksın kefenin cebi olup olmadığını. Garipsen salını tutacaklar, sayılır. Varsılsan saf saf dizilirler musalla taşının arkasına arkan dan dua okuyanların çok olur.
YANCIK; Günümüz deyimiyle anlarsak, hediye, el hafifliği, çorba, kimsenin görmeden sağlanan kazanç, kulluğun bedeli, hizmetin bedeli olan herkesin sevgilisi ÇIKAR, RÜŞVET, HEDİYE, İHSAN…..
Tüm insanları bu töhmetler altında bırakmak, suçlamak, abesle iştigaldir. Bu anlamda konumuz; İnsani olan, insanın; insanlığının ödüllendirilmesi anlamındaki, çalışmalarını ödüllendirilmesine sözümüz yok. Ancak gazetelere yansıyan yancıklar ve bunarla dünyalığını kurup, ahirete ulaşmanın çabasıyla i kancıkça tavır ve edaları nezih milletimizin bağrını deldiğini görmezden gelenleri kınamayan vatandaş olmak istemiyorum.
Bu güzel ülkemizin insanları, ne çekti ise, kancık davranışlardan çekmiştir. Kancık davranış hastaları, her dönemde kullanacakları malzeme bulmakta zorlanmazlar. Çünkü, yerel, genel, uluslar arası beslenme kaynaklarının yancıklarıyla beslenirler.
Amaç; Ortadoğu'da güçlü bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ olması işlerine gelmez.. Bunun için kimlere yancık çıkacaklarını, kimlerin kancıkça davranacaklarını çok iyi biliyorlar. Onlar( sömürgen ve kemirgen ülkeler) için, din, iman, insanlık, bölgesel farklılıklarımız, etnik çeşitliliğimiz bir araç amaçlarına ulaşmak için birer araçtır.Yeter ki, gelsin dolar ve petrol.Bizim silahlar satılsın. Silah fabrikalarımızı çalışsın. Pazarımız bozulmasın. Kimin kanı akarsa aksın. Sağ olsunlar, bizde şakşağı ve yalakalığı çok severiz. İki şak şak, yancık ve kancıkların hayınlıklarını; kar da, kışta kıyamette nasıl görev yaptıklarını görme özürlülerinin görmesi mümkün değildir. Onlar; ekranlar ve gazete köşelerinde işin dedikodusuyla iştigal ederler.
Asya'da huzur ve barış olmasın. Biz silah satmaya devam edelim. Kendi ekonomimiz bozulmasın. Savaş bizim kıtamızda değil başka kıtalarda olmasın. Başka kıtalardaki ülkelerde iç savaş ve ülkeler arası savaş bitmesin. Biz ağabeylik ve kabadayılık yapıp payımızı alalım kancıklığıdır. Bu coğrafyanın insanlarını bir birine düşman etmenin iki yüzyıllık serüveni budur.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home