SÖĞÜDÜN YAPRAĞI
"Söğüdün yaprağı narindir narin./ İçerim kan ağlıyor, dışarım serin."... diyerek sevgilerini ve içindekilerini dışa vuran, sevgili insanlarımız. Yaşadıklarını geleceğe aktarmanın erdemimiyle; adım adım, yarınları bu gün ederler.
Kendilerini gökten zenbille indi sananlar; zorluklar içinde; yoksulluk, yolsuzluklar pazarından çarpılnadan, ütülmeden varlıklarını sürdürmeye çalışırlar.
İktidarı elinde tutanlar, fakir ve fukarayı yemek çadırlarına, aş evlerine, köşebası lokma hayırlarına muhtaç bıraktıkları yetmiyormuş gibi, 3-5 çuval yakacak kömür ve bir yiyecek poşetiyle halkın oylarını ipotek alma yolunda başarılılar.
Başaramadıklarına gelince; ekonomik, siyaset, ahlakilik, dini, hukuki, eğitim, sağlık ve kültürel değerlerimizin korunması ve yaşatılmasındaki tutarsızlıkları.
Diğer başarılarına gelince; şehit anlarına, çiftçi analarına, yüreği yanık, içleri kan ağlayan insanlarımızın, terörü lanetlemek için attıkları sloganları işitince, yuhlanınca yakınıcılar pazarı kurarlar. Allah'ı unutarak, yeşil dolarlara bürünerek, halkın yakıcı etkilerinde kendilerini maskelerlr. "ÇAKIL TAŞINI BİLE VERMEM" diyerek dünya aleme meydan okuyan Sayın Çiller'e taş çıkartanlar, haraç mezat Anadolu topraklarını, yabancılara peşkeş çekmayi, verdiyse Allah verdi deyip, Allahın adını kirletmeyi,kullanmayı, ANADOLU kadının örtülü, örtüsüz, türbanlı tübansız diyerek ayırmayı, meydanlara taşırlar.Avazı çıktığı kadar kalabalıklara bağırmayı, Bush'tan ve Barzani'den ses geldiğinde dut yemiş bülbüle dönerler. Duyarlı kitleler olanları dillendirip, seslendirdiğinde, çığrından çıkarlar., Toki açılışlarıyla alanları seçim meydanına çevirerek, 3-5 bin karşına geçınce avazı çıktığı kadar bağırmayı ,kendilerini mağdur ve mağdure ilan ederler.
CNN Türkte Uğur Dündar'ın "Derin devlet var mı? Sorusuna,.."Derin Türkiye" var. " DERİN TÜRKİYE ÖNÜMÜZÜ KESİYOR " diyerek; Türk siyasi yaşamına yeni bi kavram eklendiğini öğreniyoruz. Öğrenmenin yaş sınırı olmadığına göre; daha çok "görecek günümüz" olur diyerek kendimi avutmalıyım. Ülkemizin insanları, narin, duygusal, ahde vefalıdır. Bu özelliğimizi nasıl oya tahvil edeceklerinin sıcak günlerindeyiz.
İşin içine çıkar ilişkileri girince; ne narinlik, ne duygusallık, nede ahde vefalılık görüyoruz? Bu durumda; din- iman, ahde vefa para etmediğini görüyoruz. Neden bunlar söylüyorum? SİZ KARA VERİN.
Günlük basıdan; " Biliyorsunuz şu anda sağlık,eğitim ve gıda KDV( kedi, deve vergisi)ne tabi. " Kendi ifademle: kimden, nelerden, kedi ve deve kadar vergi alınacağı Ağustos 2004'te bir kanun çıkar. Bu kanunla;
" *Çocuk emziğinden %18, Pırlantadan %0.* Odun kömürden %18, Zümrütten %0. *Tezek ve gübreden %18, yakuttan % 0. Tükenmez kalemden %18, elmastan %0. *Asgari ücret vergiye tabii. *Milyon kolarlık hisse senedi alıp satanlar vergiye tabi değil." Sayın Şükrü Kızılot, Emre Kongar Hocam; böyle bir rezalet olmaz diyerek yakınmasını belirtiyor.
Bazan böyle ince konulara takılıp kalıyorum. Sizin sorunsuz başınıza sorun olduğuma inanıyorum. Kendimce bunları dillendirmezsem eksik yaşamış olacağım diyorum.
Yeri midir bilemiyorum? Sabahattin Ali yerden göğe haklıymış." Görecek günler var"demesinde. Ama aldırnadan olmuyor. Söğüdün yaprağını narinliği, ülkemizin insanlarını serinliği bana yetiyor..
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home