“Millet iradesi özgürdür”

"Millet iradesi özgürdür"

"KULAKLARA KÜPE OLSUN!.."

            Ben hukukçu değilim. Hukuka saygım sonsuz. Hukuk kuralları, hem beni bağlar, hem herkesi. 30 Eylül 2005 tarihli Cumhuriyet gazetesinin Olaylar ve Görüşler" köşesinden dikkatimi çeken bir hukuk kuralını size nakletmeden geçmek size saygısızlık olur.

            "Nemo plus Juris"  Fransızca bir kavram. Anlamı; Babalarının malı gibi.

             Açıkçası; " Devlet malına siyaseten el koyanların yetkisi, terim yerinde ise, onun elmeni ((zilyedi (kullananı)) olmaktan ibarettir;  Malın ya da imtiyazın maliki değildirler. Onun için bu mallarda( nemo plus juris kuralını çiğneyip) " babalarının malı gibi" tasarruf etmeye kalkarlarsa, bu eylemin sonu, Yüce Divan denilen yargı önünde hesap vermektir."

            Nereden  aklımıza geldi bu tümceleri yazmak diyorsanız sıralayalım.

             Hukuk Fakültelerinde okutulan BİR Roma Hukuku kuralıyla sözü ayrıntılayalım.

            " Kimse sahip olmadığı bir şeyi(hakkı) başkasına devredemez."

            Son elli_ altmış yılın bir muhakemesini yapalım. Durum nedir? İşletilen kural mafya vari. "Devlet malı deniz, yemeyen domuz" Hiç kimse  domuzluğu kabul eder mi? Asla.  Öyle ise çözüm nedir? Ufak ufak ısırarak, hazmederek, kıyısından köşesinden, kıtır kıtır. İşler şıkır şıkır.

             Yok kaz dağlarının, bergamanın altını, Bigadiç'in boraksı, sahillerde koyların  pazarlanması. "İliğine, kemiğine kadar" soyulan, yağmalanan yer altı ve yer üstü kaynakları.

            Kamu malı, kamusal çıkarlarda neyin nesidir? Geç bunları!..  Al avantanı bak işine.  "Adını anımsayamadım bir ses sanatçımız yakınıyor, aşkından, sevdasından, verdiğini alamadığına yanıyor ve diyor ki" Aşk işte böyle bir şey."

            Her köşe başında yabancı sermayenin sıcak para pazarlamacısı yabancı ortaklı yabancı bankalar. Kaç tane Türk ismi taşıyan banka kaldı? Sayınız. Bir elin parmakları kadar bile yok.

             Günlük basına,  diğer yayın organlarına gelişi güzel göz attığımızda; insanın içini burkan çeteleşmeler, soygunlar, DEVLETİN DOLANDIRILMASI içli insanların dünyalarını alt üst ettiğine tanık oluyoruz.

            Elde edilen siyasal gücün toplumun refahı ve huzuru için kullanılması gerekirken; maliki olmadıkları değerleri ve  doğmamış bebelerin  borçlandırılması, sahibi olunmayan değerlerin bu gün dost görünen uluslar arası para babalarına peşkeş çekilmesi anlamına gelmez mi? "Millet iradesi özgürdür"  Bu özgürlüğü herkesin istediği (Babalarının malı gibi) istediği biçimde siyasi olarak kullanma hakkı var mıdır? Bu günlerde  bunu gerçekleştirme çabalarının ayyuka çıktığını görüyor ve yaşıyoruz.