KARIŞTIRDIKLARIMIZDAN MISINIZ?

 

          Bu günlerde; sapla saman , samanla seç, ayrı ayrı yönlere  uçtular. Her Harmanda, rüzgarın  hangi yönden eseceğini, bilemezsin? Rüzgarın hızı ve çeşidi, beklentilerimizi boşa çıkarmasından, yakınabiliriz.

         Kalabalıklar arasında eş, dost ve tanıdıklarımızı, net olarak tanıma zorluğu yaşanabilir. Bu durumdan; alınma ve üzülme hakkımız yok. İnsanlarımızın içinde bulundukları durumları, kestiremeyebiliriz.

         Cadde ortası, köşe başı, ayak üstü karşılaşmalarımız yetersizlikler içinde gerçekleşir. Telafi yöntemlerini, yerinde ve zamanında kullanmak gerekir. İnsani davranış modelinde olmamız, anlamlı olur. Fırsatçı davranış modelini benimseyenler, sizin hata yapmanızı beklerler. Gerçek dostlar; hata aramazlar. Sizi mutlu etmenin telaşı içindedirler.

         Toplumsal davranışlarımızla; kişisel davranışlarımız  örtüşmüyorsa, ortada bir karışıklık vardır. Siyasi davranışlarımız, toplumsal yapımızla örtüşmüyor, sorunlar yaşanıyorsa; bir iletişim, etkileşim uyuşmazlığı yaşandığı görülür.

         " Müstesnalar kaideyi bozmaz." Anlamlı bir söylem. Her müstesnanın yeri, zamanı ve biçimi önemlidir. Kaideyi bozan ve bozmayan müstesnaların ayırdında olmak gerekmez mi? Elbette gerekir.

         Yaşamınca hoşgörü içinde olan insanla, yaşamınca hoşgörü içinde olmayan fark edilir. Tam bu noktada;   bu adam çok hoş görülü diyerek, o insana bızık atarsanız, müstesna bir davranışla karşılaşırsınız. Yaşamı boyunca hiç hoş görülü olmayan kişiye göstereceğiniz iltifat, rüşvet olarak algılanarak, tepki alabilirsiniz. Bu durumlara hazır olmanız insan olarak, hepimize gerekli.

         Gel dediğinizde, gelmiyor. Git dediğinizde, gitmiyorsa bir insan;ortada bir sorun vardır. Çözümü nerede? Orta yolu nedir? Adam kral çıplak diyor. Pelerini, tacı, çizmesi içinde olan kral şimdi ne yapsın? Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık.  Tükrüğünü yutma hakkını kullanabilir. Ancak; tükrüğünü yutamazsın, tükürsen ortalık kirlenecek. Ortalık toz duman. Bu durum insanı çileden değil, zıvanadan değil, baştan değil; dinden imandan çıkarır.

         Ne var bunda? Tükür gitsin. Sümkür gitsin. Benden çıksında, gerisine olursa olsun demek hakkımız mı? Adam durmuş; Cami duvarına çişini yapıyor. Susalım mı? Görmezden mi gelelim? Hoş mu görelim? Yoksa uygun bir dille,  bu yanlışlığı, gidermek mi anlamlı olur?

         Adamı ikna edemiyorsun. Kavga ve gürültü etmek istemiyorsun, çözüme katkım olsun istiyorsan aklı devreye sokacaksın. Duygularını, düşüncelerini ağaca asıp, bilimi devreye sokmak, anlamlı olur. YUNUS ne diyor?" İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmiyorsan, bu nice okumaktır." Sözünü anlamıyorsa görevin bitmiş sayılmaz.

        

Baktın;"İkna edemiyorsan kafaları karıştır."

        

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İkna edemiyorsan kafaları karıştır."