Çarşamba, Nisan 09, 2008

BAŞKALAŞIM VE DEĞİŞİM

         Basit anlatalım. Açık yazalım. Lafı ağzımızda gevelemeden löp diye aklımıza geleni, eğirmeden bükmeden ortaya kusuverelim.

            Nasıl oldu cümlem? Bana göre berbat. Sana göre eh işte. Ona göre ala. Şuna göre aliyülala(pek güzel). Bugünkü dersimiz, sözcüklerin içini okumak.

Yarın hakkında bilgimde yok, münetcimde değilim.

            Görüntümüz,önümüzdeki ilkbahardan.

            Küçük su birikintileri,dere, göl kıyılarında kara noktalar. Binlerce onbinlercesinne rastlarsınız. Bunlara karabaş diyenlerde vardır. Sonra bu karabaşlar kocabaşlaşırlar. Kocabaşlar(İribaş) zaman içinde kuyruklanırlar. Bir zaman sonra bu kuyruklar düşer.

            Aman Allahım!.. birde bakarız ki binlerce dört ayak, iki göz, bir ağız. Sular ısınıp ortalık yeşerince, mesire yeri, sulak alanlardan insan kulaklarını çınlatan vraklamalar.

            Sizde sanırsınız ki biri birilerinin boğazını sıkıyor. Bu canlıların temel özelliğidir. Araya bir özellik daha ekleyelim Aisopos'tan.

            "Tavşan  göl kıyısında güneşlenirken;- Benden daha korkağı  var mıdır? Diyerek düşünmüş. Bir dolaşıp bakayım diyor. Göl kıyısında ilerleyişi sırasında; tavşanı gören tüm kurbağalar göle atlamışlar.

            Tavşan şimdi anladım. Bendende korkaklar varmış." Sevinciyle yaşamına devam etmiş.

            Tam yerine denk gelecek; "Eşeğe palanı(eğeri) vurma kendini at zanneder."

            Toplumsal çalkantılarımızın kökeninde; başkalaşımın ve değişimin dinamiklerini görmeden ve düşünmeden olaylara anlam vermemizden kaynaklanıyor.

            Her gün çay içtiğimiz çay bardağımızın cam olduğunu, içindekinin çay olduğunu görüyor ve biliyoruz. Elimizden düşen çay dolu bardağın yere düştükten sonra; Çay bardağına, bardak, içinden dökülene çay diyebilir misiniz?

 Çay bardağı; şekil olarak, araç olarak, aynı amaçla bir daha kullanma olanağınız olur mu? Dökülen çayı yeniden dem içine, demlik içine geri alabilir misiniz?

            Olur mu öyle şey? Diyerek bana kızma hakkınız sonuna kadar kullanabilirsiniz.

            Dere kıyı kurbağalarını yakalayıp, kanadı germe olarak yağda kızartırsanız, yer misiniz? Bizim toplumun böyle bir zevki yok. Ancak başka toplumların bu zevki olmamasını düşüne bilir misiniz? Evet yada hayır. Beni bu yanıtlar bağlamaz.

            Beni; Toplumun huzuru ve bekası bağlar. Başkalaşmak doğal, değişme doğal. Başkalaşırken, yağ tavasına, değişirken özelliğini, güzelliğini bozmadan

            Cam; nazar boncuğu, vazo, vitray ... olarak şekillenir ustasının elinde. Beceriksizlerin elinde düşüp kırılır, çöp olur.

            İki yüz yıllık maceradır; Anadolu insanımızın hasletlerini kullanarak başkalaştırma çabaları. Başkalaşmaya ve değişmeye karşı olmak, karşı durmak ayrı, yanında olmak ayrı, tarafsız olmak yine ayrı.

            Geleceğe doğru; değişimler, başkalaşımlar yaşanarak gelişilir ve büyüme gerçekleşir.

 

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home