AZICIK (?) OLSA
ARİSTO: "Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, işitenin yararlandığı sözdür." Bir başaka yazıtta "ÖNCE SÖZ VARDI" diyor kayalar üstüne resimler yazılar oyulmadan. Biz yazmaktan vaz geçmeyelim yinede. Sözü kendimize yazıyı insanlarımıza sunmak üzere; koyulalım yazmaya. Bu yazımı ikinci kez yazmak zorunda kalıyorum bilgisayar cahilliğimden.
Birazcık sözcüğünü değiştirdim. Azıcık yazdım. Kasıtlı ve bilinçli olarak. Bende azıcık akıl olsa, yazmak senin ne işine. Heyecan bu işte, ne yaparsınız? Bana sormanız gerekmez mi? Azıcık dediğin neler dir?
Güzel dilimizin küçültme yapım ekleri sabah sabah aklıma geldi. Örnekleyelim de açık olsun. -cık –cik,-cuk,-cük, çik, -cuk,-ce, -ca......gibi aklıma gelenler. Bu eklerle bakın hangi sözcükleri türetiriz? Birazcık, küçücük, küçükce, büyükçe gibi… onlarca sözcük yazmak mümkün. Azıcık bir gayretle, çalışmayla olacak işleri yorgunu yokuşa sürmekte en birinciyiz.
Halkımız kendine burun kıvıranlara hoş gözle bakmaz. Özünden gelen mizaçları buna izin vermez. Mirascısı olduğumuz Anadolu kültürümüzde; şımarmak(sevilmek isteği) hoş görülür. Ama şımarıklık , terbiyesizlikler eş tutulduğunu bilirim.
Ahmet Yesevi' den Yunus'a, Mevlana'ya, Mevlana'dan Hacıbektaş'a, t günümüze taşınan manevi miras; Türkiye Cumhuriyetimiz'in temeli olan KÜLTÜRÜMÜZÜ oluşturur. Ben dinler hakkında ahkam kesecek ulema değilim. Anladığım; insanı, başarı ve başarısızlıklarıyla yüceltmektir. İnsanın tek tarafını görmek yanlıştır. İnsanın bir et ve kemik yapısını, duygu. düşünce dünyasını kabul etmek gerekir.
Kültür kavramını açalım. İnsanın duygu düşünce ve bedeniyle insanlığa kattığı değerler ve güzel örneklerdir. Yaşam biçimi, yarattığı uygarlıklar, Davranış kalıpları, ahlaki, etik, inanç değerleriyle; insan bir bütündür.
Bu bir yakınma söyleşisi değil, durum tespit idir. Onlarca yıldır okul bahçelerinde mini mini yavrularımıza haydi yeminimizi yapalım diyerek güne başlıyoruz. Yeminimizde;
"Türküm,doğruyum" diye başlıyoruz. Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir." diyor muyuz? Diyoruz.
Sonra; Atatürkümüz'e söz veriyoruz. "Ey ! büyük Atatürk. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan yürüyeceğime" yemini ettirdik.
Şimdi soruyorum; İçimizde azıcık doğruluk, saygı, sevgi, ülkü, inanç, istek, ilgi, irade, yiğitlik, dürüstlük olsa; Güzel Türkiyemiz bugün üçbeş çapulçunun başımıza 30 yıldır ördüğü çorap, bu kadar büyür müydü?
Ülkemizin başındaki bu "GRİ TEHDİT, TERÖR" belasıyla savaşmak zorunda bırakılmazdı.
Verilen sözler unutuldu. İnsanımız ve insanlığımız ne çektiyse kendine ve topluma karşı verilen boş sözlerden çekmiştir.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home