ATATÜRK TOZLAR İÇİNDE
6 ŞUBAT 2008 Çarşamba günü Atatürk'ün Balıkesir' e gelişinin 85.yılı karşılamaları içine bulundum. 1995 yılından 2001 yılına kadar gaörevli, 2002 yılından bugüne sağlığım elverdiği oranda sevgi ve saygıyla katılmaya çalışıyorum.
85'ncı karşılamanın prtokol çerçevesinde olduğu bir gerçek. Halkımızın katılımı konusunda hiçbir çaba sarf edilmediği yerinde yapılan gözlemlerden anlaşılıyor. Hava bahar havası olmasına rağmen ilgi azlığı dikkatimi çekti.
Atatürk anıtına gidişteki kortej güvenlik görevlilerimiz, hemen hemen katılımcılardan çok geldi gözüme. Saygı ve huşu içinde Çelenk koyma töreni için Atatürk Anıtı önüne ulaştığımda gözlerime inanamadım.
Anıtın bakım ve onarımın olduğunu iki gün önce gördüm. Ellerinde tırmık dediğimiz değirmen taşı dişlemesini yapan çekiçlerle temizlik işlerini yapması kadar güzel bir şey olamazdı. Bu bakım için sevindim.
ANCAK;O gün, Atatürk anıtının baştan ayağa tozlar içinde olduğunu görünce, içimde çok yabancı düşünceler beni sardı. Dün akşam bana ulaşan bir iletiyle bu üzüntümü sizlerle paylaşmak istedim.
"İnebolu'dan Kastamonu'ya geliyoruz. Büyük Gazi'nin 24 saat evvel şapka hakkında söylediği nutuk Kastamonu'da etkisini göstermiş. Bütün memurlar, öğretmenler beyaz şapka giymişler…
Ata, Kastamonu'ya gelirken çarşaflı-peçeli kadın öğretmenler, şimdi peçelerini açmışlar. Yol boyunca yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk herkes dizilmiş, sevgi çığlıkları atıyorlar. Bu sesler Ilgaz'ın eteklerinde yankı yapıyor.
Gazi, manzaranın ihtişamı karşısında otomobilinden indi. Daha iki adım attı ki, yolun iki tarafını dolduran ve tarlalara taşan gök peştamallı Türk anaları onun etrafını sardılar.
Altın saçlı, keskin bakışlı Atatürk, mendilini gözlerine kapattı...
Atatürk ağlıyordu...'
O kutsal devrimin, artık sadece eski takvim yaprağının arkasında kalan kısmıdır bu.
Bize; kılık-kıyafet devriminin, tüm cumhuriyet devrimlerinin sembolü olduğunu anlatır.
Atatürk, güçlü orduları yendiğinde değil, Kastamonu'da çağdaş giysili kadınları gördüğünde anlamıştı başardığını ve ilk kez ağlamıştı.
Bu yüzden; karşı devrimciler açısından kadınların tekrar tesettüre bürünmelerinin, üniversitelerden başlayarak kızların türbana girmelerinin önemi fazla.Bu yüzden sabırsızlar.Bu yüzden aceleleri var.Şimdi kaybediyor Atatürk...Şimdi yeniliyor...Atatürk'ü ağlatan kıyafet devrimi de öbür devrimler gibi bugünlerde siliniyor.Anlamıyor musunuz?..
Bir ulus, kendisine bağımsızlık-özgürlük-kimlik-kişilik veren... Onur-şeref armağan eden... Kendisine çağdaşlık-uygarlık yolunu açan... Ve bunu başardığını gördüğü zaman ağlayan yiğidine ihanet ediyor.
Çocukları terk ediyorlar onu...
Ve Atatürk yeni yeni ölüyor."
"Atatürk şimdi ölüyor..." diye düşündüm. 6 Şubat günü törenin yapılacağını tören yetkilileri bilmiyorlar mıydı? Bu önemli günde Anıt ve çevresi yıkanıp törene hazırlanamaz mıydı?
El cevap: Hazırlanamaz. Neden? Yapılacak o kadar çok iş var ki; zaman yetmiyor.İlgililere alenen sunulur.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home