TAKOZ OLMAK
Eğitim sistemimiz, insanı yüceltme ve onun geleceğe sağlık ve mutlu olarak taşınmasında asıl sorumludur. Eğitimciye yüklenen görev, televizyon ekranlarına, sokağa terk edilmiş görünümü umut vermiyor.
Bu cümlelerimden şu anlam çıkarılmamalıdır. Her eğitim alanı tu kaka, sadece benim söylediğim gerçek. Böyle bir savım olamaz. Eğitim sistemimiz yap boz tahtasına döndürülmesine karşıyım. İktidarların hedeflerine göre kısa dönem planlamalarla konu geçiştirilmeye çalışıldığı bir gerçek.
Yüz yıl içinde; üç kıtaya egemen Osmanlı Devleti.in külleri arasından var edilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti 87 yıllık yaşamında; değişik tehditler altında var oluşunu sürdürüyor. Kendi geleceğini kurmanın çabası içinde;Orta doğu'nun gelişen, büyüyen ülkesi. Genç nüfusu ve yükselen değerleriyle gelecek çağlara göğüs germeye çalıştığı açıktır.
Ancak şu gerçek unutulmamalıdır. Savaş çocuklarıyla barış çocuklarının eğitim ve öğretiminde ince ayrılıklar vardır. Babalarımız; Birinci Paylaşım Savaşı çocukları. Bizler İkinci Paylaşım Savaşı , bizim çocuklarımız barış çocukları.
Bu bağlamda; ister istemez ben çektim çocuğum çekmesin, ben okuyamadım, çocuğum okusun, ben yiyemedim çocuğum yesin, ben giyemedim çocuğum giysin düşünceleriyle, el bebek, gül bebek yetiştirdiğimiz çocuklarımızın geleceğe bakışları ve yaşamdan bekledikleri farklılaşıyor.
İşin en acı yanı; Cumhuriyet Tarihimiz boyunca; üzerinde en çok oynan, kurum Milli Eğitim. " MİLLİ" olan iki bakanlımız var. Biri EĞİTİM, Diğeri SAVUNMA. Eğitim sistemiyle sık sık oynanması verimsizlik nedeni. Eğitim- öğretim hedeflerinin uzun erimli düşünülerek milli stratejiler(uzak görülü) geliştirilmesi hedeflenmesi daha anlamlı olur.
Vatandaşı oy, öğrenciyi müşteri, Dershaneleri bilgi pazarlamacı, özel okulları, özel eğitim alanı, Devlet okullarına öylesine bakarsanız, olacak olan olur. Kasabaya, 70 km'deki Eğitim ve öğretim kurumuyla kent merkezlerindeki seçilmiş Eğitim-öğretim kurumlarının bölgesel farklılıklarını gözetmeden aynı müfredatla değerlendirmeye almak sakıncalı sonuçlar doğurur.Yılda bir sınavla öğrencileri, eğiticileri, öğreticileri değerlendirmeye almak bilmem nasıl olur., Vekil, sözleşmeli,aday öğretmen, usta öğretmenlere havale edilirse olan olur.
Şimdiki yükü ağır olan dershanelerin yükü üç kat artar. Eğitim-öğretim şirketleri istenen modelde insan eğitimi gerçekleştirmelerine olanak tanınır.
Yeniden eğitim ve öğretimin yapılanmasında; Öğrenci merkezli, ,insan merkezli çalışmalarda; geçmiş proğramları ve eğitim öğretim anlayışlarını gelecek için takoz olarak kullanmadan, Eğitim ve öğretimi katkıda bulunan tüm kişi, dernek, vakıf ve siyasi kurumların görev ve sorumluluklarını çağın gereksinimleri doğrultusunda yerine getirmeleri anlamlı olur.
Dünkü yayınlarda ev basından gözlerim yaşararak izledim ve okudum. Kars'ta kar üstünde 2 saat öğrencileri tören yapacağız, konuşma ve açılış yapacağız diyerek körpe bebeleri tören alanında tutmak neyin nesidir? Ama ne diyelim? Sayın Milli Eğitim Müdürü uzun ve etkili konuşma yapmış yetkililere karşı.
Kar üstünde; mos mor kesilmiş, titreyen ,ağlayan bebeler gelecekte bu tören hakkında ne diyeler?
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home