Pazartesi, Aralık 03, 2007

“İNADINA SEVMEK”



 

         Yazı başlığımız, bizim yaştakiler için uçuk bir kavram. Hiçbir korku, heyecana kapılmadan, kendi işini yapmaktır; inadına sevmek. Zamanın içinde koşarken, gündoğumu, aydınlığı karşılamaktır.

         C.Kulebi; "Ben yalnızlığı gökte uçarken gördüm./ Ben yalnızlığı garip naçar gördüm./ Ben yalnızlığı gelip geçer gördüm." Dizelerinde yaşama olan tutkusunu; insanın, insanın kurdu olduğunu ima eder gibi bir koku hissetim bu dizelerde.

        

AZİZ NESİN; "SUSARAK" dizelerinden sesleniyor insana.

         "Güneş altında söylenmedik söz yokmuş

         Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi

 

         Ne gece ne gündüz  yokmuş söylenmemiş söz

         Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde

 

         Hiçbir biçim kalmamış dünyada denenmedik

         Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde

 

         Duyuyorsun değil mi suskunluğum nasıl haykırıyor

         Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim

         Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçemde" 1984

 

          Ne çıkarsa bahtıma diyerek gıdıkladım tuşları. Düşündüğümden , yaşadığım dan ve yazdığımdan tat alarak. Dudaklarımda; 1520_1566 Kanuni'den inciler taktım gerdanıma;" Halk içinde muteber; Olmaya devlet, bir nefes sıhhat gibi." Felsefesi. Beğenenler vardır, beğenmeyenler, orasını bilemem.

         Anladığım ve kafamı yorduğum; "BİR NEFES SIHHAT",   bir ömre bedel. Bir nefes sıhhat için; ne yemediğimiz halt,  ne gitmediğimiz doktor kalıyor. Laf başı geldi mi; benden sonra "TUFAN". Çok doğru. Çok haklısınız. Yaşamı odak kabul ederseniz, bu odağa yönelen 360 tane doğru var. Yaşamımız; GERÇEKLER üzerinde YÜKSELİR VE YÜCELİR. Bilmem anlata bildim mi?

          Bu durumu DR. Suna Tanaltay; "ÖZLEM" Şiiri dizelerine bakınız nasıl taşıyor.

         " Rüzgar denizi özler / Deniz  güneşi / Yanıyorum özleminden /

Tohum toprağı özler / Yaprak ağacı/

         Bırak olanı olacağı/ Gel sevdiğim /Baştan ayağa güneş olup bekleyeceğim…"

        

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home