Cumartesi, Ekim 20, 2007

“SAKIZ BEYAZI DÜŞLER”



"

            Ciklet piyasası bayağı renkli. Parana göre; beğen beğen al. Ağzının tadına göre, binlercesi var. Ciklet   dünyası; insanların ağız kokularını sermeye  ve üretim alanı olarak kabul ederek çözümler üretmeye  ağız kokususuz insan söylesileri, ilişkileri yaratmanın emeğini veriyor.

            İlk bakışta  ilginç bir sömürü ve çıkar alanı olara düşünülebilir. Gerçek payı da vardır. Ölçüsünü kestiremiyorum. Ağzında protezi, çürük dişi dolgusu, yemekten sonra ağzını yıkamayan, yıkayamayan, dişini fırçlamayan, fırçalayamayan zavallıları ve çene kaslarını çalıştırmak zorunda olanları düşündüğümüzde; bu sektöre, gerçek olarak, gereksinimimiz var.

            Şanslı olanlara için  sorunun çözümü kolay.Cebindeki para kadar ağız kokunu çektirir veya giderebilirsin. Ulaşamayanlara ne önerirsiniz? Siz hiç çam sakızı, çitlembik sakızı, ardıç sakızı, karakavuk sakızı, damla sakızı çiğnediniz mi? Onlarda ne diyerek   bilgilemek istersiniz? Sizlere sakız dersi filen vermek istemiyorum. Bu çeşitleride var aklınızda bulunsun.

            Sakız filan çiğnediğim yok. Çiğnemesini de bilmem. Ama kafama 20'lik çivi gibi çakılmış sakız üzerinden çakılmış çiviler var. Söküp atamıyorum. Nedir bunlar diyorsanız?

            1." Sakız çiğneyen erkeğin bıyıkları yamuk biter." Nasıl bıyıklar yamuluyorsa anlayamadım. Bıyıksız erkeler ne yapsın? Sakız çiğnemesin mi? Siz anladıysanız lütfen bana yazın.

            2." Niye sakız çiğniyorsun?" lat çık, latçık, … pu karılar gibi…" sanki sakız çiğnemek bayanların, yoldan çıkmışların milli görevi. Sana ne kardeşim? Vatandaş istediği gibi sakızını çiğner,kadın gibi erkek gibi, istediği gibi sokaktakinin yüzüne, gözüne de karşı patlatır. Sen dua et gözünü patlatmadığına.

            3. "Sakız çiğne, gaz kokularını alır."  Bu insanların bilmediği yok.Her şeyi çok biliyorlar. Sanki sakızlar gaz tüccarı. Her gelenin gazını alacak ve vatandaş rahatlayacak. Olur mu? Olur. Hem de bal gibi olur. Olmadı mı efendim?

            ……………………………………………………………………..

            Sonbahar gelsin, okullar açılmaya, Ramazan ve Kurban Bayramları bir gelsin, tatil bitsin, tarlalardan, çardaklardan, bağ bahçeden bir eve dönelim, evde hanım gaz bez, tuz, araba benzin, ocaklar odun, yemekler yağ istesin, havalar bir soğusun gazı artan artana.İnşallah ben yanılırım. Esnaf mutlu. Köylü mutlu, Sanayici pürneşe. Nasıl olsa sakız fabrikaları çalışıyor? Vatandaşın gazından, bezinden, tuzundan, yağından, kaleminden defterinden  geçimini sağlayabiliyor.

            Anam çamaşırları,  meşe külünden elde ettiği küllü suyla yıkardı. Sonrada övünürdü toprağı bol olsun." Bu gün   çamaşırlarım sakız gibi oldu." Düşüncesine taktım kafayı. Şimdi; detarjanlar çıktı. Keşke anam bu günleri görseydi.  Billur tuzunu detarjan sanıp çamaşır yıkamaya çalışanlara ne diyelim?

            Günlük basını tararken gözüme ilişti bir cümle. Beni yürekten etkiledi. Uykularıma girdi. Sizinle paylaşıyorum:" Işıksız tepelerin altında sakız beyezı düşler kurmak, yaşamı çoğaltmak, umutlu umutsuzluğun gölgesinde dolaşmak güzel şeydir!.."Diyor H. Çetinkaya

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home