Cumartesi, Ekim 20, 2007

KATLANMA KATSAYISI



Bu kavramı başak adı; dayanıklılık. Dayanma gücü. Bu cümleden ivme alarak zaman diliminde bir ileri, iki geri, iki ileri, bir geri   giderek  olaylardan anladığımızı not edelim. Suya sabuna dokunmadan yaşamak ilk bakışta  insana doğruymuş gibi gelir. İşin aslına baktığımızıda hem suya hem sabuna dokunmak; dinimizin yarısı olan temizliktir.

            Lağım suyuyla yıkanıp,   balçıkla temizlenemyiz. Elbettte sağlığımız ve geleceğimiz için suyun soğukluğuna, sıcaklığını öğrenmek için suya dokunmak gerekir. Kirlerimizi akıtabilmek için, kir çözücü sabun kullanmak insanımızı rahatlatır. Sadece suya dokunursan duş alırsın, kirler gitmez.. Soğuk duş mu olur? Sıcak mı onu ben bilemem?. Hamamda yıkanırsan keselenirsen, birde tellak bulursan   kimse dokunmasın senin hamam sefana.

            Yunus EMRE'nin tanımıyla adı "YUNMAK" tır. İçindeki ve dışındaki kirlerden, kirli düşüncelerden arınmaktır suya sabuna dokunmanın diğer adı.

            Eylül başı insanlarımız iki yangın arasında kalacak. Birincisi Ramazan nedeniyle   piyasadaki yiyecek, giyecek fiat artışları. İkincisi Okulların açılması.  Fırsatı ganimet bilen piyasa çakalları   fakir fukaranın kazancına  göz dikerek kazaçlarına kazanç katmanın teşaı içinde  burunlarından soluyacaklar. Benim sözüm hakkıyla ticaret yapanlara değil. Fırsatçılara. Bizim güzel insanlarımıza bunun adına kader diyerek açılamaya çalışanlara.

Ülkemiz inatlar ülkesine döndü. 600 yıllık örgütlenmeleriyle, Koskoca osmanlı Devletinin yıkılmasına, Şimdi 87 yıllk Türkiye Cumhuriyeti'nin temellrine   asit döken; " dahili ve harici bedhahlar..." muratlarına erdiler. Mütareke basının şakşakçılığıne ve keyfine dokunmayın.

            Basında yazılıp çizilenleri tekrar etmeden   not almak gerekirse; CUMHURİYET ve DEMOKRASİ bu güzel insanlarımızın en temel hakkıdır. ZAMAN GELİR BU HAKLAR insanı insan yapar. BELLİ ULUHİYETLERİNDEN ARINDIRIR.

            Ülke insanımızın yaşadığı ekonomik, sosyal, kültürel ve ahlaki yozlaşmalar her toplumum yaşadığı ve insanlık tarihiyle yaşıt olduğunu belgelerden okuyoruz. İnsan  yaşadığı haksızlıklardan,  karşı karşıya kaldığı zorluklardan dayanma gücünü artırır. Olumsuzlukları yaşadıkça, beklentileri boşa çıktıkça   katlanma katsayısı artar, direçli olmayı öğrenir.

            Kişisel kirlenmeler yaratmadan,kendi geleceğimizi, kendimiz yaratmanın bilinciyle, MES'UD, MUTLU VE BAHTİYAR YAŞAMANIN katlanma katsayısının artırmayla gerçekleşeceğini bilmeliyiz. Öğrenmliyiz

            Adama yedire yedire öğretirler katlanmayı. Yakınma hakkınızı gelecek bahara saklayınız.   "Sakla sarı samanı, sarı samandan yaptırdım ben bu hanı." Demiş atalarımız.

 

                       

           

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home