KIRK YILLIK
Yaşımız daha küçük, insan yaşadıkça, öğreniyor. Ben onca okulları bitirdim, herşeyi ben bilirim. Benim bıçağın, sağıda keser, soluda keser dediniz mi? Biride der ki; dur bakalım. Ben senin cemayüz evvelini bilirim diyerek sizsi afişe ediverir. Yaşamın, siyasetin, hukukn, ahlakın ve inanç sistemlerinin gerçekleriyle, bizim gerçeklerimiz tamamen bir birine zıttır.
Vatandaş gazeteye köşe açıyor; "Ben kırk yıllık solcuyum oyumu iktidara vereceğim", başka bir köşe yazarı; "Ben kırk yıllık sağcıyım,oyumu CHPye vereceğim." İnsan sormak istiyor, kırk yıllık sağcılar solcu, kırk yıllık solcular sağcı mı oldu?
Aslında böyle bir şey yok. Kırk yıldan bu güne dünyanın düzeni bozuldu.Türkiye'mizi nasıl hap yapı yutacaklar onun hesapları içinde olduklarını artık herkes biliyor da bilmemezlikten geliyorlar. Biz bu düzene uymakta zorlanıyoruz. Çünkü;"her düzende, düzenini düzen düzene." Bizim gibi lafazanlarda düzenlerden nasibini alamayanlar, işin lafıyla kafa bulmaya çalışıyoruz.
Görünen odur ki; Vatandaşın bir bildiği var. Doğrudur. Herkesin bir bildiği var. Kim kimden yana? Kim kimin değirmenine su taşıyor? herkes bunu biliyor. İşin lami cimi yok. Gezdiğim gördüğüm yörelerde insanlar aşının işinin derdinde. Seçime umursamazlık içinde davranıyor. Kırsal diyor ki; dinime, imanıma oy veririm, ovası,sahili diyor ki; ben çıkarıma bakarım. Kent soyluları kim gelirse gelsin, benim düzenim bozulmaz. Kent varoşları; kim daha çok yiyecek poşeti, altın, kömür verecek ben günlük çıkarıma bakarım. Bana göre her oy için; 300-500ytl gözden çıkarmak gerekiyor. Mademki bunun adı demokrasi ben oyumu ,istediğime satarım. Vatandaş haklı. Emeğinden başka satabileceği bir değe yokki ne yapsın?
Daha ilginç bir örnek dinledim, sahilleri dolaşırken. Vatandaş Abauzuddin, son model arasıyla parti belde teşkilatının önüne park ediyor. Partini kapısını çalıyor. Buyurun efendim.-" Ben İstanbul'da oy kullanacağım. Genel başkanınız söz verdi. Beni, sandığıma taşıyın.". olur efendim tamam efendim. Bir başka isteğiniz var mı demek gelmez mi insanın aklına?
Ne imiş efendim? Kırk yıllık solcuymuş, sağcıymış. Sevsinler senin sağcılığını, solculuğunu. nasıl olunuyorsa ben öğrenemedim. Biraz koca kafalıyım galiba anlamakta zorlanıyorum.
Ama bu seçimler sağcılık ve solculuk seçimleri değil ki. ABD'nin, AB'nin, Barzani'nin, Talabani'in ve Türkiye'deki yerli işbirlikçilerinin; TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni bölüp parçalama, sindire sindire yutmalarına karşı durma zamanının adı 22 Temmuz. Bu arada, vatandaş ağlama duvarına çevirip haklarının gasp edildiğini meydanlara taşıyıp, biz 360 la bu iş başaramadık 371 istiyoruz diyerek, oy avcılığı yaptıklarını herkes gördü. Günahlarını yüklenecek nasıl olsa bir muhalefet var.
Sorun sağcılık, solculuk sorunu değil, asıl sorun bu ülkenin geleceğine aydınlık yarınlarına sahip çıkmaktır. GELECEĞİMİZ İÇİN ATTIĞINIZ OYUN BİR ANLAMI OLSUN. Asıl olan sizin kazanmanız. TÜRKİYEMİZİN KAZANMASI." Kırk yıllık kani olur mu yahni? " iktidarı; soygunun, vurgunun, ülkemizin üniter yapısını değiştirmenin bir aracı olarak" kulananlara karşı panzehir sizsiniz. Kendinizi ve oyunuzu yüceltiniz
SINDIRGI'MIZIN GÜNDEMİNDE, YENİ DEMLEREDE BULUŞMAK DİLEĞİYLE
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home