Perşembe, Ağustos 09, 2007

GÜNEŞE KARŞI



            Gündemi yakalamakta zorlandığımız bir gerçek. 2000' li yılların başında; öğrencilerimi bir kır gezisine götürüyordum. Taşıtta bir öğrencim, parmakla işaret ederek;   ----"öğretmenim  bir şarkı söylemek istiyorum. Bu şarkıyı söylerken, babam anneme kızıyor. Çoluk çocuğun ortasında şimdi bu şarkıyı söyleme sırası mı? Anlamında sitemde bulundu ama yine annem şarkıyı söyledi. bene bu şarkıyı söylemek istiyorum." dedi.

            Hangi şarkıyı söyleyeceğini  bilemediğimden,   dikkat etmeden  şarkı söylemesine izin verdim.

            Şarkının sözlerini duyduğumda;  o kadar öğrencimin önünde dilim tutuldu.

             "Annem babama diyor ki" diyerek başladı öğrencim. Şarkını ilk dizesin söylemeyebaşladı;

 "GÜNEŞE KARŞI YATIR BENİ , TIRMALA BENİ KAŞI BENİ" söyler söylemez kızım nebi,çim şarkı bu diyerek susturdum.

            "-Ama öğretmenim niye kızıyorsunuz. Ünlü ses sanatçıları söylüyor muş.. Babam anneme kızınca, bende annemden öğrendim".

            İşte böyle bir şey dedim. Sen kendin piyasayı dinlemez anlamazsan öğrencin seni susturur diyerek,   kendi kendime utandım.

            Bu durumda kendi davranışlarımızı ve toplumsal sorumluluklarımızı yeniden sorgulamamız gerekir. Günümüzde her şeyin para ve pulla satılıp alına bildiği bir zaman diliminde; her değerin karşılığı bir değer vardır. Bende altın, sende zeka, bir başkasında başka hüner,   siyasal, ekonomik ve kültürel zenginliğimizin kaynağıdır. Bu zenginliklerimiz, ahlaksızlık anlamındaki toplumsal değer yargılarımızın  çürümüşlüğüyle baş etmenin   cabası içindeyiz.

            Biz demokrasiyle iktidar olmayı karıştırıyoruz. Demokrasi ayrı bir kavram, siyasi iktidar olmak ayrı kavram.  Demokrasinin bileşenleriyle, iktidar olmanın bileşenler ayrı ayrıdır. Siyasi iradenin oluşmasında; her türlü mücadele mübah sayılırken, demokrasi mücadelesinde;insan onuru ve ülknin genel çıkarları, kurallar, kurumlar devreye girer.

             Günümüz siyasetinin mayasında; İnsanlarımızın yoksulluğu, insani gereksinimleri, inançları, bölgesel farklılıkları, toplumumuzun etnik ve etik değerleri üzerinden nemalanma yatmaktadır.

            Bu tür siyasi yapılanmanın iç ve dış destekçileri; kendi çıkarlarının korunması anlamındaki çalışmalara destek verdikleri dünyamızın   gözü önündedir.

            Toplumuzun çimentosu değerler üzerinde siyaset yapmak; Üniter devlet yapımızın , dahili ve harici   fırsatçılara meydanı bırakmamanın telaşı ve çabası içinde olmak; pirm yapmıyor.

            Ülkemizdeki; istikrar ve barışın bedelini halkımız kendi eti ve tırnağıyla bedelini ödediğini biliyoruz. Ülkemize giren her sıcak para; ülkemiz insanının alın teri ve göz nurunun üzerinden nemalanların kasasına, Dolar ve Eura olarak kendi kasalarına girdiğini görüyoruz.

            Borsa'nın ,  dörtte üçünün, dış piyasaların elinde olduğunu bilmeyen var mı?  

            Yaz günü Temmuz 30' da ;" Güneşe karşı yatır beni tırmala beni kaşı beni."   İncitmeden, kırmadan, çizmeden serinlet, mutlu et beni. Ben severim seni. Sen yeter ki gıdıkla beni. Bende ney mişim be abi?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home