“GERÇEK VE SÖZ”
"Eskilere rağbet olsa bit pazarına nur yağardı." Eskiler masallaştı. Yeniler; Şimdi sözde ve gözde. Yaşadıklarımız ve insan bir gerçek. Çelişkilerimiz, sevgilerimiz, muhabbetimiz, kavgalarımız,yediğimiz ,yuttuğumuz birer gerçek.
Geceyle gündüzün farkı, sığ ve derin, cahille bilgin , cocukla yetişkin, kumsalla deniz, gökyüzü ve yeryüzü birer gerçek.
Dedikodularımız, yakınmalarımız , ağlamalarımız, övgülerimiz, sövgülerimiz, ninnilerimiz, türkülerimiz, ,iniltilerimizin hepsi bir söz.
Yıkıkları, sapıkları, güzelleri, çirkinleri, sevilenleri, övülenleri, dövülenleri, akşamdan sabaha boy atıp "Selvi boylum, al yazmalım" olanları, kafayı çekip ana avrat küfredenleri, Karayollarında; magandalık yapıp,TRAFİĞİ savaş alanlarına çeviren, yuva yıkan, insanlarımızı baştan çıkaranları gören göz.
Gerçek ve söz arasında biz istesekte , istemesekte; bir iç içelik vardır. Anadolu coğrafyasında, söz namustur.
Gerçeklerimize gelince; yaşadığımız coğrafyamız, inancımız, öfkemiz, sevgimiz, aşklarımız, dostlarımız; Başımızda dalgalanan; Beyaz ay yıldızlı, al" yosmamız. Hepsi ayrı birer gerçek ama bir birini tamamlayan bütünlayenler.
Paşam diyor ki; "Özde ve sözde bir olmak" gerekir. Bu ülkemizin olmazsa olmazlarını bu sözlerle tanımlıyor. Şimdi gelin hep birlikte 3500 yıllık bir Mısır Şairi ANKHU tarafından kaleme alınan ve sevgideğer Prof. Talat HALMAN tarafından Türkçemize kazandırılan dizeleri hep birlikte okuyalım. Günahlarımızdan arınalım.
"OLUP BİTENLER çilden çıkarıyor insanı./ Memleket baştan başa azapla kıvranıyor./ Yıldan yıla büsbütün allak bullak.
KARGAŞALIK var ülkede yıkımın eşiğindeyiz./ Kapı dışarı ettiler adaleti,/ Haksızlık kol geziyor hükümet çevrelerinde.
TANRILARIN TASARILARI karman çorman,/Tanrı buyruklarına aldırış eden yok./Memleketin durumu berbat./ Ne tarafa baksan çile.
HALK YAS TUTUYOR kentlerde taşrada,/ millet yoksulluktan perişan,/ İnsanlarda ne saygı kaldı ne sevgi./ Huzur sultanları bile ter ter tepiniyor./ Gün doğunca baş çeviriyoruz gece olup bitenleri görmemek için./
OLUP BİTENLER çileden çıkarıyor insanı: Dertler tümen tümen geliyor bugün./ Yarın ıstırapların seli kopup gelecek,/ Memleket baştan başa tedirgin./ Ama ağzını açıp tek kelime söyleyen yok./
MASUM İNSAN kalmadı artık, herkesin işi gücü fesat./ Yürekler yas içinde tasa içinde./ Komut verenle komut alan bir örnek, ikisininde dünya umurunda değil./
Her sabah kalkar kalkmaz görüyoruz durumu, ama düzeltmek için çabaya girişmiyoruz./ Dün neyse bugün de o…
MİSKİNLİK SİNMİŞ insanların yüzüne, kimse laf dinlemiyor./ Anlayıp kızanlar bile dilini tutuyor./ Yaman bir acıyla kıvranıyorum durmadan:
YOKSULLAR zengin karşısında güçsüz…/ Ne acıklı bunu görüp haykırmamak./ Ama anlamayanlara dil dökmek daha acı. İnsan sesini yükseltmeye görsün,/ Başlıyor gerçekleri bilmeyenlerin öfkesi. Bu günlerde herkes kendini dinliyor; Kendinden başkasına inanan yok.
HİÇ İLİŞKİ KALMADI GERÇEKLE SÖ Z ARASINDA…"( 29.07.2007 Cumhuriyet)
SÖZÜN SONU; İnsan bu doğada bir gerçek. Sözlerinin bir anlamı yok. Aydınlıkla karanlığın, gerçeklerle sözün, insanla doğanın mücadelesi hep sürecek.
Emel sayın'ı seslendirdiği bir şarkı dizesiyle söz sonlayalım.
" DARILMACA YOK YOK, SARILMACA VAAAR…"
YORULMACA YOK YOK , ÇALIŞMACA VAAAAAAAAAAAR…
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home