DİBEKÇESİ
Yaşadıklarımızı derin bakış, duyuşla, akıllıca, dikkatle çözümlemeliyiz. Beklenmedik zamanda; karşımıza karmaşık ve bilinmeyen ilişkiler yumağı çıkar. "DÖVÜLEN KEŞKEK TATLI OLUR" Bu özlü sözde; yapılan işe gönül vermenin anlam ve önemin açıklamaya çalışmış, atalarımız.
Bu ata sözümüzde kullanılan; "dövme" kavramını insanları aşağılama, al aşağı etme suçlama , çamur atma, tekme tokat, üstüne çıkma anlamında kullanamam YANLIŞ OLUR.. Atalarımız bunu kast etmemişlerdir. Yapmaya çalıştığımız işimizde, uğraşımızda göstereceğimiz hassasiyetlerimizin değerini, işin üzerine disiplinli bir şekilde kafa yormamızı belirtmeyi hedefledikleri açıktır.
"Dibek" kavramını oyuk taş anlamında ve yaşadığımız gördüğümüz olguların şekillendiği, biçimlendiği mekan anlamında algılanmalıdır. Boş dibekten gelen dibek tokmağı sesleri; "küt küt" diye, dolu dibekten gelen tokmak sesleri; "güm güm" diyerek duyulur.
"Tıngır mıngır"," şangır şungur", "harıl harıl", gürül gürül" "çatır çutur", şırıl şırıl", "mışıl mışıl"... seslerinin insan yaşamında ki anlam ve önemi farklıdır. Bu anlam da yazmak, olanları sorgulamak ve yorumlamakta sonsuz yararlıklar vardır.
"Keşkek" kavramına takılırsak. Dövülmüş buğday, sindirilebilecek besin, akıl süzgecinden geçmiş söz, düşünce, eylem ve olgular için yapılan bir tanımlama olmalıdır. Ezme, sıkma, şeklini bozma anlamında kullanmak... gibi bir hakkımız yok. Yaşananları ve yaşdıklarımızı iyiye , güzele, hayra yormak, en büyük sorumluluğumuz olmalıdır.
Taraf olmak gerekirse; Hakk'tan, adaleteten, hukuktan, barıştan, dostluktan, insanlıktan, emekten, güzellikten, ahlaki olandan yana olmak gerekir. KOCA YUNUS EMRE'nin anlatımıyla;" İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır." Tarafında, kendimizi eğitmek, anlamlı olanıdır.
"Haberci olmak"," yorumcu olmak", "dırdır olmak," "mır mır olmak"...bazı özellikler gerektirir "KENDİN OLMAYA" çalışmak, erdemli olanıdır. BU MİNVAL(doğrultu)de, emek ve uğraş vermenin "yolunda olmak" iddiası insanı yüceltir. Yarın ve gelecek kaygısına kapılmadan yaşamak olası değildir. Gelecek kaygısı insanların içindeki en büyük güçtür. Bu gücün; "Rahman'i" ve "şeytani" yolda kullanmak bir tercihtir.
Dibek taşında, keşkek döverken; buğdayları, dibek dışına taşırmadan , sebil etmeden, korunaklı, sakınaklı, ve dokunaklı olarak işin tamamlanması yararlı olandır. Zararla, ziyanla işimiz olamaz, elimiz, dilimiz, o yana varmaz.
Yaşadığımız coğrafyanın derinliklerinden gelen, "Uruk' diyarından. Yarı tanrı, yarı kral GILGAMEŞ Destanından; Tüm yapılacak güzel işlerde" HEP BİRLİTE; HEP BİRLİKTE diye çalıyordu, şafakla birlikte, Gılgameş'in davulu."
"Alper tunga öldi mi?,/ Kızıl bayrağ ağdi mi/ Ağdi ,ise ağdi./ Kara toprağ dogdi mi/" Yiğidine böyle seslenir, Türk insanı. Alper Tunga Destanı'nda. " Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır." Diyor Mustafa Kemal.
"Necip Türk Milleti" ne zaman nerede nasıl davranacağını bilir. Onun kararına yabancı olanlar, kendilerini yeniden hesaba çekmelidirler.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home