Perşembe, Ağustos 09, 2007

BİNDİK BİR ALAMETE…



   Anadolu türkülerimizde ki dizelerle haftayı sonlandıralım. Erzurum yöresinden; "Sarardım ben sarardım. Ben senin yoluna ..." Temmuz ayı ekin biçme zamanıdır,   kimi bölgelerimizde. Anadolu; başaklarla birlikte Anadolu insanımızın oylarıyla  sarardı. Demokratik anlayış içinde;Anadoluya   ışık saçanları kutlamak görevimiz.

         Sık sık yinelediğim bir kavramla yazımızda ilerleyelim. Uluslar arası bir kavram olduğu için,   dilimizde ki söylenişini ve  anlamıyla ilgili bir iki cümle yazmanın anlamlı olacağına inanıyorum.

         "self determinasyon"; Her ulusun kendi kaderini kendi belirleme hakkı. Kimsenin bu hakkı gasp etme, yok etme, görmezlikten gelme gibi bir gerekçenin ardına sığınarak; AKP, CHP, MHP, BAĞIMSIZLARA oy verenleri kınama ve küçük görme hakkını kendinde göremez. Bu anlamda yazıma başarıyı kutlamayla başladım. Başarısızlıkları aşağılama hakkımızda olamaz. Yaşadığım seçimim dinamiklerini bilmeden, "işkembe-i Kübra"dan sözlerle kimsenin kimseyi kınama ve gelecekten yakınma hakkını kullanamaz.

         Ülkemizdeki olup bitenleri anlamak için dünyadaki olup bitenlere bakmak yeterlidir. Komşularımızda ve   Avrasya'da esen rüzgarların yönünü ve kaynağını bilmeden, yaz günü temmuzda yapılan seçimi yorumlanmak anlamsız olur.

         Dünyamızın yaşadığı ekonomik, siyasi, kültürel,etnik, dini ve ahlaki dalgalanmaların dışında Türkiye'mizi düşünemeyiz.

         Sokakta karşılaştığımız, her iki insandan birinin oyunu alan   bir partiyi  yok saymak ve küçümseme yanılgısına düşenler önce kendilerine bir çeki düzen versinler. Sen, ben , o, biz, siz, onlar ve ya birileri bir birine timsah gözyaşlarıyla yaklaşıyor.

         Tokat türküsü dizelerine de ki gibi mi? Yoksa her gün dükkanını kapatırken; "Bu günde zarar ettik" diyenin mi gözyaşları gerçek. Birileri birilerini kandırıyor. Beklide ben kendimi kandırıyorum. Dünyayı hayal ettiğim gibi   yeniden yaratmak iddiasında bulunmaktan. Az kalsın türküyü yazmayı unutuyordum." Hey on beşli, on beşli, Tokat yolları taşlı. On beşliler gidiyor, kızların gözleri yaşlı…"

         Bundan sonra;14 punta yazacağım. Kimse sormasın, neden diye? Ancak   açıklamazsam uyuyamam içimdekini.

         Fazla ince düşünüp sık dokumanın alemi yok. Bir yarışma sonu türküsüyle bitirelim bu lak lakı.

         "Buda gelir, buda geçer ağlama…,Yusuf, sabır ile vardı MISIR'A."   Kara gözlükleriyle halkın karşısına çıkıp, halka yukarıdan bakanlar, kendilerini bi şey sananlar; Bakmasınlar kusura.

         Önce herkes aynaya baksın kendini görsün.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home