Perşembe, Ağustos 09, 2007

AÇMA YAREM



Dr. E. Tanaltay   sesleniyor. " Rüzgarın sesiyle geldin…./ Yağmur damlasıydın mutluluk veren…/ Tüm renklerinde gökkuşağının, seni gördüm, tanıdım.

         Bilemedim; nasıl, nasıl yüreğime sığdın."

                   Yağmurlar sonrası; "Örtülmüşü açma, açılmışı örtme.   Er isen SEYRANİ  bir can ürkütme./ Hasisin bahilin gayretin gütme./ sonradan görmüşten alma emanet."

          "Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz… Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki ulusu yok eden, tutsak eden yıkan kötülükler din kılığı altındaki küfür ve lanetli davranışlardan gelmiştir." Diyor Mustafa Kemal ATATÜRK.

         Bulunduğumuz coğrafyada; Ortadoğu   devletlerine bakınız. Asya kıtasında ve Afrika Kıtası'ndaki   devletlerin çoğunun inancı bir. Hepsi  bizim dinimize inanıyorlar. Çoğu   Müslüman. Hepsi birbirinin din kardeşi.

         Ama ne derler kardeşin kardeşe yaptığını, " çıplak çakallar bir birine yapmaz" derler.   Din kardeşi komşularımızın, maşallahı var. Hepsi bir biriyle kavgalı.  Dünyayı yönetmeye kalkan  ABD, AB ortaklığının çatırtılarını ve   çıkar kavgalarını yaşayacağız gelecekte.

          Biz ne yapıyoruz? Elimizde kalan son misak-ı milli sınırları içinde ülkemizin birliğini, dirliğini, güzelliğini savunmanın siyasal suçunu işliyoruz. Her gün,   yeniden yüreğimiz kan ağlıyor;  şehit cenazelerimizi ve  peşkeş çekilen, satılan,   Anadolu  yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi gördükçe.

         Şimdi, seçim palavraları dinleme zamanı. Dinleyin; Ahmet, Metin, Osman, Hasan yine alavere dalavere; TÜRK MEHMET nöbete.

         Gördüğüm ve yaşadığım odur ki; Halkımızın aşını, işini büyüten kazanır. Temmuz ayı ortası ortalık çayır cayır yanıyor. İşçi köylü, dağda bayırda, köyde kalmış 3-5 yaşlı onlarında gelecek derdi yok. Gelecak kaygıları olanlar, ovada, dağda, kırda su derdinde, ekin, orak tarlasında,   domates, salatalık ve biberinin başında.

          Vatandaş paramparça. Aklı tutulmuş, nefesi kesilmiş. Kasaba terk edilmiş, Kovboylar meydanda çıkar peşinde. Nereden tutsam elimde kalıyor. Kavsaralaşmış düşünceleriyle insanlarımızı uyutmaya, onların inançlarını ve   güzelliklerini, temizliklerini kullanarak mağdurları oynayarak, insanlarımızı meydanlarda kandırmanın hesabı içinde olduklarını görüyor, dinliyoruz.

         Yazımıza girişte söz ettiğim budur; İnsan sevgisi, ulus sevgisi, yurt sevgisi, bilim sevgisi, ilim sevgisi.   Bu güzel ülkemizin güzel insanları, yemesini de bilir, yaşamasını, vatanı savunmasını da bilir. Vatanı savunanların siyasete malzeme yapılmasını af etmez.

         Çünkü; Bu ülkenin mayasında 2023 yıllık savaşkanlık vardır.

         Bu sıcakta, bu rüzgarda, bu havada bu yazıda okunmaz ki.

         Haydi git işine   ihsan öğretmen. " senin eşeğin gölgede" diyebilirsiniz. Bu sizin yerden göğe hakkınız. Benim ki içimdekileri sizinle bölüşmek.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home