Çarşamba, Haziran 13, 2007

MİYOPİK TAKILMALAR



Yıllara sonra rastladım, öğretmenler öğretmenime. 30 yıl önce en hızlı ilericilikten, devrimcilikten, emperyalizmden, sosyalizmden… ve tüm izmler konusunda uzmandı.

         İzmli, …şistli, emek- sermaye, rant, kant, eşit iş, eşit ücret derken birde baktım ki geçen otuz yıldan günümüze bir arpa boyu yol almışız. Ona göre, mevcut partiler; gerici, tutucu, çağdışıydı.

         Şimdi o köprülerin altından   nice sular akıp geçti. Zaman değişti. Zaman eski zaman değil. Dünyada esen rüzgarların yönü değişti. Dünya  yıldız, kuzey kutup rüzgarları dondurucu   ve tehlikeli bulunuyordu. Şimdi güney rüzgarları, kabayel, sam, güney, çöl rüzgarları yakıcı ve yıkıcı.

         Ortadoğu'nun petrolüne göz diken batı   canavarları, Asya Kıtası ülkelerini kendi çıkarları için, yüz yıl öncesinden  yaptıkları,  böl parçala ve yut planlarını gerçekleştiriyorlar.

         Eskiden; İmparatorlar, imparatorlarla savaşırdı. Sonraları ittifaklar, itilaflarla savaştılar. Ya şimdi!... Müslümanı, müslümanla, Türkü ,Türkle, kuzeyliyi güneyliyle, doğuluyu, batılıyla, komşuyu, komşuyla, varsılı, yoksulla savaştırmaktadırlar.

         Durum böyle olunca; Siyaset, siyaset olmaktan çıktı ham -asi duyguları   tatmin arenası olma yolunu tuttu. Benden olanlar olmayanlar, senden olanlar, olmayanlar, ondan olanlar, olmayanlar, bizden olanlar, olmayanları sizden olanlar, olmayanlar, onlardan olanlar olmayanlar noktasında uzlaşıdan anlayıştan katılımcılıktan, bölüşümden uzaklaşınca; yandı gülüm keten helvası.

         Ülkenin geleceğinden kaygılanlar taraf olmaya başlayınca; vatan haini, halkı ezdirme, soydurma, böldürmeye gelince en önde koşanlar, inançlı Müslüman, vatanını halkını düşünenler; sesini yükseltmeye başlayınca, dinsizler imansızlar.

         Mağdurları oynayıp; dinleri imanları, ABD DOLARI, AB EURO olanları, üstünde Atatürk'ün fotoğrafı ve eserleri var diye TÜRK parasını cüzdanına koyamayanları iyi ayırt etmek gerekir.

         Kendilerine yeni çıkar alanları yaratarak; duble yollar,   fakirlere ucuz ev üretiyoruz diyerek konut ve emlak piyasasını allak bullak edenler yeni çıkar ve sömürü alanları için ucuza alıp pahalıya satabilecekleri, cazip alanları üreterek, Dubai Kuleleri'ni İstanbul'un göbeğine dikme çalışmalarını izliyoruz. Yoksulluğu, yolsuzluğu, işsizliği hırsızlığı körükleyenleri görmek istemeyen, kara gözlükleriyle halkın karşısına çıkarak, nutuk atacakları günlerin arifesindeyiz. Arife tarif gerekmez. Meydanlar, yiğit olanla, numara yapanı iyi bilir. Gayret dayıya düşüyor.

Sonun, sonu; Şimdi benim güzel öğretmenim. Gazeteyi gözlükle değil, gözlük üstüne büyüteçle okuyor. Olay ve olguları siz nasıl görüyor ve okuyor sunuz?

 

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home