ODAK
14 Nisan güzel günlere açılım olarak zihinlerdeki yerini alacaktır." Demokrasi bizim hedefe ulaşmamız için bir araçtır" anlamında konuşanlara sunulan bir çağdaş sunumdur. Araç olarak kullandıkları demokrasinin nimetlerini ancak CUMHURİYET rejimiyle olanaklıdır. Bu Cumhuriyet; Laik, demokratik, insan haklarına hukuka dayalı bir cumhuriyet değil de; Libya'daki , Çin'deki, İran'daki ...gibi bir cumhuriyet olsaydı; bu günkü nimetlerin hiç birinden yaralanamaz, yararlandırılmazlardı.
Türkiye Cumhuriyeti'mizin odak noktasını oluşturan; ATATÜRK VE CUMHURİYET SEVGİ SELİ, Anadolu'nun odağında Göllenmiştir. Onlar; Anadolu'da dağ başların da tutuşturulan, Anadolu ateşinin birer meşaleleridir. O gün orada olanları sayılara dökenler; yarın, yanılacakları açıktır.
Anadolu'da bir güzel deyiş vardır." "Türkün ayranı kabarmaya görsün" ayranı kabardı mı?" "Önünde durmayınız "anlamını içerir.
14 Nisan bir milat diyenlere katılamıyorum. Anadolu insanının demokratik katlanma sınırlarını zorlayanlar, bu sınırı aştıklarının göstergesi olarak algılanmalıdır. Bu gün; Anadolu Ankara, Ankara Anadolu olduğu açık. Anadolu'muzdaki; Atatürk ve Cumhuriyet Sevgi selinin, gönüllerde hoşluk yarattığı açık ve nettir.
Şablon sözlerle zamanı karşılama yerine, candan ve yürekten dökülen duygular anlamlıdır. Bahar gününde yaşanan coşkuyla; Ankara Caddeleri boyu Tandoğan'a ve Oradan Anıtkabir'e akan insan seli, duygu yüklü insanlarımızın göz yaşlarıyla dolup taşmıştır.
Ankara cadde ve sokaklarını yaya yürümeyenler, yüyüyemeyenler, arabalarıyla bu caddelerde hava atanlarda;, bu caddeleri doldurmanın, meydanlara yürümenin, Cumhuriyet ırmağında yıkanmanın, Atatürk'ün ülkesinin rüzgarlarıyla serinlemenin mutluluğunun bilmesini beklemek akıldışı olur.
Güzel günlerin habercisi, "Gümüş Dere'nin" yatağına sığmadığı gün olarak takvimlerde ki yerini alacağı açıktır. Duymayan duysun , görmeyen görsün. Dünyanın öbür ucundaki sağır sultanlar duydu, gördü. Bizim; çok göbekli, çok kanallı, çok sayfalı basınımızın boyası bitmiş, kırmızı, beyaz rengi basmak için, kırmızı beyaz renk gözlerini almış, küçük dillerini yutmuşlar ki kaç gündür tık yok.
Herkes ağzını, kulağını açmış dinliyor. Ne zaman aday olacak? Bırakın Ne zaman aday olacağını? Sizler kendi evinizin önünü süpürün. Erdoğan nasıl olsa adaylığını açıklar. Size mi soracak? Sana ne kardeşim? VATANDAŞ, Cumhur da olur, başı da olur. Çükü; mutlak itaat sahibi kullarıyla, hep birlikte, hep birlikte davulunu çalıyorlar. Siz sadece davulun sesini dinleyin yeter ben gerisini oynarım.
Sabahattin Ali Sözün burasında boşuna söylememiş;" Görecek günler var daha" Diye. Ömrümüz yeterse; onu da göreceğiz. Artık Çankaya'yı; çamaşırhaneye çevirenler, bu anayasayı yapanlar, kendilerini zorla Cumhurbaşkanı seçtirenler, sırtında suç dosyalarıyla Cinnah yokuşunu tırmananlar, sonrada golf pantolonla askerimizi selamlayanlar, öğretmenlerin paralarını verdimse ben verdim deyip sonrada bir numaralı demokrat kesilenler güzel örnektir, geçmişte.
Laik Cumhuriyet Elbisesini giyecekler düşünsünler, sıkar mı?, Yakar mı?, Dar mı gelir? Bol mu gelir? Çünkü bu elbisenin kumaşı; ipekten, kadifeden değil; Çeliktir, her dikişinde Yüce Türk Ulusu'nun göz nuru vardır. Herkesin keyfine göre daralıp genişlemez. Kendisini O yüce makama layık görenler, ve buna payanda olanlar tarihin önünde nasıl hesap vereceklerini düşünsünler. Akılları varsa.
ttp://ihsan.durakailesi.com
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home