Perşembe, Nisan 26, 2007

EHVENN-İ ŞER



Başlığı beğenmedim. Yazacak başka  sözcük bulamadım. Yazmaya da canım istemiyor. Ankara da; Çankaya, Çetin Emeç, Yüzüncü Yıl sırtları, Bilkent yamaçları is sis pus içinde hava kasvetli. İnsanın içi kararıyor. Ah bir güneş doğsa, bahar gelse, her yer yemyeşil, kuşlar, insanlar cıvıl cıvıl olsa ne güzel olur.

          Şimdi Balıkesir sokakları, caddeleri parkları, alış veriş merkezleri   dolup taşıyordur. Yarın Gümüş Çeşme Mahallesi'nde Pazar pazarı. Gençler sevgililerini, yaşlılar eşlerini, esnaf  renga renk sergileriyle müşteri dolup taşacak. Alış veriş gırla gidecek. Her şey sudan ucuz. Toz bedava , tuz bedava , un bedava , yağ bedava, hava bedava, su bedava, ilaç bedava, hayat bedava.

         Dalga geçmiyorum. Bu söylediklerim hayal değil, bir gerçek. Geçen günü, günlük basını tararken, gözüme ilginç bir haber takıldı. Anımsatmadan geçmek haksızlık olur. Bu yıl Kurban Bayramı'nda; Kızılay'a "Kurban" vekaleti verenlerin kurbanları kavurma yapılmış. Kurban sahiplerine birer kiloluk paketler hazırlanıp gönderilmiş. Kalan   kurban kavurmaları, 5kg'lık paketler halinde hazırlanıyormuş. Allah nasip ederse; EYLÜL ayında fakir ve fukaralara dağıtılacakmış. Neden eylül ayı seçildi, anlayamadım. Kavurmalar yazın kokmasın diyerek soğutma ve dağıtıtılması ihale edilmiş. Demek ki   büyüklerin bir bildiği var. Yazın kurban kavurması kurdeşen yapar diyerek düşünmüş olabilirler. Doğru mu düşündüler acaba?

          Toplum olarak bir zayıf tarafımız var. İstemem. Ama yan cebime koy. Her sorunun çözüm yolu vardır. Çaresiz dert olmaz. Sadece ölüme çare bulunmaz nedense? Yeniçeri isyanlarının, isyan sebebi hoşafın yağının kesilmesidir. Padişah İkinci Mahmut;"   Bu ordunun neferleri en iyi şekilde beslensin, hoşaf ve plav , yemek ayrı kazanlarda pişirilsin fetfasını verince isyan çıkar. Sebep; plav kazanında pişirilmeyen hoşafın, yağsız olmasıdır.   Bu inat padişahı al aşağı eder. Yapımızda yeni çeri inadı mı var acaba aklımı karıştırıyor.?

         Yenilikler ve yeni düşünceler karşısında, hemen tepki veririz. AKLİ DAVRANIŞLARI ÖNE ÇIKARACAĞIMIZA; duygusal tarafımız ağır basar. Bırakınız   seçilmişler gereğini yapsın.  Size ne kardeşim koca Türkiye'nin  Cumhurbaşkanı'ndan . size ne? İşinize bakın. Yiyin için keyfinizi bozmayınız. Size soran var mı? Siz cumhursunuz. Oyunuzu verdiniz işiniz bitti. Şimdi anladınız mı?

         Yazar yazı yazar, çizer çizgi çizer, spiker haber sunar, şöfor arabayı kullanır pilot uçar. Bu ülkenin kar renginde başbakanları, bakanları memurları var, size ne kardeşim. Hele ticaret erbabı sanayicim, kardeşim siz çıkarınıza bakın. Yoksa ben çıkarıma bakar,   ortalığı pazar yerine çeviririm.  Ondan kolay ne var? Çin işi japon işi,  çağır gelsin, ortalık mal dolsun. Olur mu? Olur. Büyüklerimiz en iyisini bilir.

         İleride seçim varmış, bırak kardeşim seçimi meçimi sen geçimine bak. İş var işci yok. Para var mal yok.   Okullar var, uslu öğrenci yok. Sandık var,uyumlu seçmen yok.  Para var, ekmek var, darı var evde hanım var ama huzur yok. Sana ne kardeşim sen var olanları say. Yok olanlar zaten yok. ESKİ KÖYE YENİ ADET Mİ GETİRECEKSİN? BARİ ZINDIKLAŞMA. SEN OYUNU VER, BEN OYUNUMU KURAYIM, ZİL TAKIP OYNAYAYIM OLUR MU?   Eh(peki) deyiver olsun bu iş. İki kötüden iyi olanı seçi ver,  olsun bitsin bu iş .

                   Dur, dinle, oku!... Mustafa Kemal Atatürk ne diyor?" EHVEN-İ ŞER,   şerlerin en büyüğüdür."  "Nisanbir"

ttp://ihsan.durakailesi.com

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home