ÇANAKKALE GEÇİLDİ!...
--
Dinlediklerime yolculuk yapıyorum. Nerede bir "Yemen" Türküsü dinlesem; dalıp gidiyorum 1915 Yemen Çöllerine. Düvertepe'de Rahametli; Vaide Halamın Beyi Ali Altınöz eniştemi anımsıyorum. Nerede bir "SARI GELİN" türküsünü dinlesem; SARIKAMIŞ1915 90 bin şehitlerini anımsarım. Dedem Mehmet Çakmak'ın(Çullu Ali oğlu) Şarıkamış'tan sağ kurtulup, esir olup, ilaçlı havuzlara batırılıp çıkarılınca kör oluşu gözlerimin önüne gelir.
Nerede bir 'Çanakkale Türküsü' dinlesem; Analığımın Babası; Çılbırcı'da Rahmetli Topal Mehmet Dağdemir'i( Çanakkale Gazisi), Kardeşi Hacı Hakkı Dağdemir'in Yemen çöllerinde yaşadıkları vahşet anılarıyla beslendiğimi unutmam.
"Çanakkale'den çıktım yan basa basa, Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa " dizelerinde insanın yüreğini burkan, içini sızlatan nedir? Vatanın yok olması, Türk Milletimizin tarihten silinmesi, yok edilmesi, Osmanlı Devleti'nin yıkılması değil midir?
Çanakkale'ye; Tarihi TRUVA SAVAŞ'ların öcünü almaya gelenlerin kendilerin dünyanın efendisi sanmaları haklı mıdır.
92'nci yılını idrak ettiğimiz 18 mart 1915 Çanakkale Zaferi; kazanımları üzerinde biraz akıl yoralım ister misiniz?
Savaşın acımasızlığını en açık dille tanımlayan Mustafa Kemal; "Savaş, çok haklı nedenlere dayanmadıkça, cinayettir." Diyor. Tarihin imbiğinden süzülen bu vecize günümüz insanını derin duygulara yöneltmeli.
İnsanlığı büyük felaketlere sürükleyen; Birinci Dünya Paylaşım Savaşı; Uygarlıkların doğuş merkezinde yaşanmıştır. Yeni acılar getirmiştir. O zamanın yüz karasıdır.
Orta Çağ karanlığını yeni aşanlar; Reform, Rönesans ve aydınlanma ve Sanayi Devrimi sonrası; Yaşam Havzamızı kan gölüne çevirirler. Bu çok üzücü olayları hazırlayan; Krallıklar, İmparatorluklar, Çarlıklar kendi yıkılış ve yok oluş, parçalanışlarının son çırpınışlarını yaşarlar. Kurdukları dostluk ve işbirliği ilişkileri sahte ve iki yüzlüdür.
Gelibolu yarım adasında yaşanan vahşet; 253 bin şehitle, bir o kadar Gaziyle, Kumkale, Seddülbahir, Kabatepe, Anafartalar, Conkbayırı, Düztepe, Kemalyeri, Kanlısırt'ta insanlık utancı savaşlar yaşanır. "Ölüm emri" alan, yaşları 15-25 arasında gençlerimiz, mermiler ve şarapneller arasından ;" Medeniyet denilen canavar"a meyden okuyup;"Çanakkale Geçilemez" destanını yaratırlar.
Topla tüfekle,Gazlı bombalar, savaş gemileriyle; geçilemeyen Çanakkale, geçildi. Hem de; barlarda, otellerde, TV ekranlarında, ağlayış sızlayışla değil, pembe hayal tacirlarinin dizileriyle geçildi. Çanakkalede neresi diyenlerle, Öyle bir yet var mı? Diyenlerle . Her 24 Nisanda Anzak çıkartmasının yıldönümünü kutlamaya gelenler; " Biz burada millet olma bilincine erdik, Millet olduk" diyen Avusturalyalı ve yeni Zellandalılar kadar bile olamayanlarla Çanakkale geçildi.
Birahanelerde, cafelerde, entel dantel takımlarıyla, otel ve motel havuzlarında Çanakkale geçildi. Vatan pazarlandı. Hayırlı olsun.
Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı yabancılara peşkeş çekenlerle Çanakkale geçildi." Çanakkale geçilmez Destanı"nı yaratanların önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsunlar.
://ihsan.durakailesi.com
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home