Salı, Mart 20, 2007

“...NAME GELİN”



         Yaşamı; türkü gibi yaşamak, her insanın temel hakkıdır. Anlatımı güçlendirmek için halk deyişlerinden yararlanmak, en çok hoşuma giden, çok keyif aldığım bir tarzdır. Yazı başlığımıza konu türkümüz;"   Evleri var engin,/ babası var zengin./ Name benim dengim./ yandım Name Gelin.

         Bu cümleden anladığımızı atalarımız bir başkaca da sunarlar. "Davul bile dengi dengine çalar." diyerek   sözü uzatmadan açıklarlar. Samsun'dan bir öğretmen haberi." Sınfta öğretmene dayak." ;Devletimizin okulunda öğrenim gören öğrencinin velisi sınıfa girecek bayan öğretmene kafa atacak. Sonra ortadan kaybolacak. Sonra onu polisimiz bulacak.   ..cak ..cak cak. Sonarsı, hak yerini bulacak.

         Bunun anlamı şudur. Dağdaki eşkiyanın; Devletimizin mülkünde eşkiyalığını sürdürmesidir. Ben öğretmen olarak öğretmeni savunmuyorum. Eğitim ve öğretim alanlarının kutsiyetinden söz ediyorum. Mesleki sorgulama ve yargılama   makamları yasalarımızda açıkça belirlenmiştir. Velinin, infazını sınıfta yapması, bir acizliğin, korumasızlığın göstergesidir.

         Kendi çıkarına olunca;" Eti senin kemiği benim" diyerek, öğretmene  çocuğunu teslim edeceksin. Konuyu araştırıp soruşturmadan, devletin okulunda, efelik yapacaksın, bayan öğretmene. Öğretmenimin, utanacak sıkılacak bir tarafı yok. Yıllardır, öğretmeni görevi başında korumasız bırakanlar bu durumdan paylarını alsınlar.

         Sizlere öğretmenlik dersi vermek gibi hedefim yok.Yazdığımız namelerin yerine ulaşması, anlamlı olanı. Herkes kendi işini yapsın. Öğretmen öğretmenliğini, işçi işçiliğini, mühendis mühendisliğini, siyasetçi siyasetini, öğrenci öğrenciliğini, müdür, müdürlüğünü yapsın. Ben yazı yazmaya çalışayım. Matbaacının ve gazete çalışanını işini bilemem.

         Amerika'yı, Amerika yapanlardan ABRAHAM LİNCOİN, yıllar önce  oğlunun öğretmenine bir mektup yazar. Bu mektuptan birkaç satır okuyalım.

Çocuğumun öğrenmesi gerekli;

         ...Tüm insanların dürüst ve adil olmadığını.

         Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık, kendini adamış bir lider vardır.

         Kaybetmeyi öğrenmesini öğret, kazanmaktan keyif almayı.

         Kitapların mucizelerini öğret.  Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret.

         Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı sert olmasını öğret.

         Tüm insanları dinlemesini öğret. Aşırı ilgiye dikkat etmesini öğret.....

         Ona nazik davranma, kucaklama. Kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret.

         Kendisine ve insanlığa karşı derin bir inanç taşımasını öğret."

         Bir devlet başkanının çocuğunun öğretmenine yazdığı mektuptan alıntılar bunlar. Şimdi biz konunun neresindeyiz?   Name'ye yanan sevgilisi, boşa mı bu türküyü yakmış?

         "Cumhuriyetimizin temelinde ki kültürde" böylesi yok.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home